Sözleşme Bedellerinin Döviz Cinsinden veya Dövize Endeksli Olması Yasağı Devam Ediyor

Cumhurbaşkanlığı’nın 12.09.2018 tarihli 85 Sayılı Kararı ile, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’da değişiklikler yapılarak, Türkiye’de yerleşik kamu ve özel hukuku kişilerinin, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen istisnalar haricinde, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım satım ve kiralama, leasing, iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedellerinin ve sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayacağı düzenlenmişti. 06.10.2018 tarihinde çıkarılan 2018-32/51 No’lu Tebliğ ile, yukarıda bahsi geçen istisnalar genişletilmiş ve detaylandırılmıştır. 16.11.2018 tarihli 2018-32/52 No’lu Tebliğ ile ise istisnaların son hali belirlenmiştir.

2018-32/52 No’lu Tebliğ’de, “32 sayılı Kararın Geçici 8’inci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten (13.09.2018) önce akdedilen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşmelerinde döviz veya dövize endeksli olarak belirlenen bedeller bu fıkranın ilk paragrafına göre iki yıllık süre için Türk parası olarak belirlenir...” denilmektedir. İki yıllık geçiş süresinin kaleme alınış şekli nedeniyle uygulamada, Türk parası olarak düzenlenen konut ve çatılı iş yeri kira sözleşme bedellerinin eski hale getirilerek tekrardan döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak uygulanmaya başlanmasının mümkün olduğunu savunanların yanı sıra; bunun aksini savunarak sözleşme bedellerinin Türk parası olarak kalması gerektiğini ileri sürenler de mevcuttu.

Bakanlık’ın resmi internet sitesinde yayımlanan 13.10.2020 tarihli duyuru ile bu belirsizlik ortadan kalkmış, iki yıllık geçiş süresinin sona ermesi ile birlikte sözleşme bedellerinin tekrar döviz cinsinden veya dövize endeksli uygulanmaya başlanmasının mümkün olmayacağı yönünde bilgilendirme yapılmıştır. Ek olarak, iki yıllık geçiş süresinin sona ermesi ile birlikte, sözleşme taraflarının Türk lirası bedellere uygulanacak artış oranında anlaşamaması durumunda, Türk Borçlar Kanunu’nun kira bedelinin belirlenmesi kurallarını düzenleyen 344. maddesi hükmünde1 yer alan sınırlamaların geçerli olacağı duyurulmuştur. Duyuruda ayrıca, aksi uygulamalara kambiyo mevzuatı uyarınca gerekli yaptırımların uygulanacağı da belirtilmiştir.  

1 MADDE 344 - Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır.
Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir.
Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir.
Sözleşmede kira bedeli yabancı para olarak kararlaştırılmışsa, 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla, beş yıl geçmedikçe kira bedelinde değişiklik yapılamaz. Ancak, bu Kanunun, “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı 138 inci maddesi hükmü saklıdır. Beş yıl geçtikten sonra kira bedelinin belirlenmesinde, yabancı paranın değerindeki değişiklikler de göz önünde tutularak üçüncü fıkra hükmü uygulanır.

Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.