Üç Boyutlu Markalara Dair Hakların Öne Sürülmesi

Yargıtay, 2022 yılında verdiği bir karar ile üç boyutlu bir markanın (aşağıda gösterilen), taklit ürünler üzerinde çanta kilidi olarak kullanılmasının, marka sahibinin haklarını ihlal edeceğini ve sanığın bu üç boyutlu şeklin bir marka olduğunu bilmesi gerektiğini değerlendirmiştir.

Emsal karara konu uyuşmazlık, üç boyutlu marka sahibinin, kendisine ait markanın taklit ürünler üzerinde kullanıldığı gerekçesi ile bir ceza şikâyeti sunması ile başlamıştır. Sunulan şikâyetin bir ceza davasına dönüşmesi üzerine, ilgili üç boyutlu markanın taklit ürünler üzerinde çanta kilidi olarak kullanılmasının, şikâyetçinin marka haklarını ihlal edip etmediği ve sanığın bu üç boyutlu şeklin bir marka olduğunu bilmesi gerekip gerekmediği konusunda, Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi (“FSHCM”), Bölge Adliye Mahkemesi (“BAM”) ve Yargıtay farklı görüşlerde olmuşlardır. FSHCM kararında, ele geçirilen taklit malların, şikâyetçinin markasında yer alan çanta kilidi şeklinin aynısını taşıdığını ve bu durumun marka hakkı ihlali suçunu oluşturduğunu, ayrıca da sanığın, alanında uzman bir tacir ve ticari işletme sahibi olarak bu üç boyutlu şeklin bir marka olduğunu bilmesi gerektiğini değerlendirmiştir. Öte yandan BAM ise ele geçirilen çantalarda basılı ya da etiketli bir markanın olmadığını (dolayısıyla mallar üzerinde herhangi bir yazılı marka bulunmadığını) ve şikâyetçinin markası ile benzerlik teşkil ediyor olmasına karşın, ele geçirilen çantalarda üç boyutlu bir biçimde kullanılan ve açma-kapama işlevini haiz kilit şeklinin, markasal bir işlevi olmadığını ve sanığın bu şeklin bir marka olduğunu bilemeyeceğini değerlendirmiş ve marka hakkı ihlali suçunun oluşmadığına karar vermiştir.

Dosya Yargıtay önüne getirilmiş ve oy çokluğu ile mevcut dosyada marka hakkı ihlali suçunun oluştuğuna karar verilmiştir. Zira Yargıtay’ın değerlendirmesine göre ele geçirilen taklit çantalarda, şikâyetçinin markasında yer alan çanta kilidi şeklinin – ki bu şeklin markasal işlevi bulunduğuna da değinilmiştir – aynısı kullanılmıştır. Devamında Yargıtay, sanığın, alanında basiretli bir tacir ve ticari işletme sahibi olarak bu üç boyutlu şeklin bir marka olduğunu, ele geçirilen ürünlerin de taklit olduğunu bilmesi gerektiğini değerlendirmiştir. Fakat Yargıtay kararında yer alan karşı görüşte, uyuşmazlığa konu çanta kilidi şeklinin markasal bir işlevi bulunmadığı ve sanığın, bu şeklin bir marka olduğunu bilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.

Sonuç olarak, Yargıtay’ın, üç boyutlu markalardan doğan hakların ileri sürülmesi konusundaki bu oy çokluğu ile verilen kararı kesin, bağlayıcı ve çığır açan bir emsal karar haline gelmiştir. Gerçekten de Yargıtay’ın bu kararının üç boyutlu markalardan doğan hakların ileri sürülmesi konusunda son derece olumlu değerlendirmeler içerdiği kanaatindeyiz. Nitekim Yargıtay’ın, şikâyetçinin markasında yer alan çanta kilidi şekline ve bu şeklin özelliklerine ilişkin değerlendirmeleri, üç boyutlu markalardan doğan hakların ileri sürülmesi ilişkin dosyalar bakımından olumlu ve kapsamlı kararlar alabileceğimizi göstermektedir. Özellikle de yargı mercilerinin geleneksel olmayan markaların korunması konusunda, geleneksel markalarla aynı yaklaşımı sergilediğini göstermesi açısından da bu karar oldukça umut vericidir. Bu kararın, geleneksel olmayan markaların korunmasına katkı sağlayabileceğini ve bunların kullanımını ve uygulanmasını kolaylaştırıp teşvik edebileceğini düşünüyoruz.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.