Görüşlerimiz
COVID-19’un Yargı Sistemi Üzerindeki Etkileri
Bu metin, 11 Mart 2020 tarihinde Türkiye’deki ilk COVID-19 vakasının açıklanmasını takiben, 13 Mart 2020 tarihinden itibaren pandemi ile mücadele kapsamında getirilen yasal düzenlemeler çerçevesinde kaleme alınmış olup, metinde yer alan kısıtlamalar 15 Haziran 2020 tarihi itibariyle ortadan kalkmıştır. Ancak, Eylül ayı itibariyle artan vaka sayısı ve halihazırda COVID-19 tespit edilen bazı icra müdürlüklerinin kapatılması dikkate alındığında, yakın zamanda tekrar çeşitli… »
COVID-19’un İş İlişkisine Etkileri
1. COVID-19 salgını süresince işverenin işyerinde alması gereken önlemler nelerdir? İşveren, işçiyi gözetme borcu kapsamında iş sağlığı ve güvenliğini önlemlerini almak, işçinin sağlığını, bedensel ve ruhsal bütünlüğünü korumakla yükümlüdür. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca da çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlanması işverenin yükümlülükleri arasındadır. Bu kapsamda işyerinde, eğer varsa İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu toplanarak sürece ilişkin eylem… »
COVID-19’un Marka Tescil İşlemleri Üzerindeki Etkisi
1. COVID-19 ile mücadele önlemleri çerçevesinde Türk Patent ve Marka Kurumu’nun (TÜRKPATENT) işleyişi nasıl olacak?TÜRKPATENT faaliyetine devam etmektedir. TÜRKPATENT’te fiziken çalışan personeli asgari sayıda tutmak için uzaktan/dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma uygulamaları devam edecektir. TÜRKPATENT’in elektronik bir başvuru sistemine sahip olması ve tüm işlemlerin buradan yapılabilmesi nedeniyle bu süreçte hizmetleri kesintiye uğramamıştır.2. COVID-19 nedeniyle alınan… »
Devlet Sağlık Kurumlarının Son Dönemde Aldıkları Kararlar ve Yayınladıkları Duyurular Nedir?
Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilen Koronavirüs (COVID-19) salgını, tüm dünyada geniş çapta önlemler alınmasına sebep oldu. İlk kez Aralık 2019’da Çin’in Vuhan kentinde görülen koronavirüs, bugün itibariyle 215 ülkede 28 milyona yakın vakada tespit edildi ve 900.000’i aşkın ölüm sayısı ile küresel bir kriz yaratmış durumda. Türkiye’de 11 Mart 2020 tarihinde Sağlık Bakanı tarafından yapılan basın açıklaması ile ilk vaka tespitinin duyurulmasının ardından vaka… »
Türk Borçlar Kanunu’nun İşyeri Kiralarına İlişkin Ertelenen Hükümleri Yürürlüğe Girdi
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”), 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olmakla birlikte, 4 Temmuz 2012 tarihli 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 53. maddesi ile TBK’nun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354. maddelerinin (“Ertelenen Hükümler”) yürürlüğü, kiracının Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiraları (bundan… »
İhlal Davalarında Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaybı
Türk hukukunda, sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi; 6769 sayılı SMK yürürlüğe girinceye kadar pozitif bir hukuk kuralı olarak düzenlenmemekteydi. Ancak Yargıtay tarafından, somut olayın özellikleri, Türk Medeni Kanunu (“TMK”) madde 2’de düzenlenen genel dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamında değerlendirilerek uygulanmaya başlanmış ve sonrasında da yerleşik içtihat haline gelmişti. Yargıtay’ın bu dönemde marka hakkını ihlal davalarında verdiği… »
Zayıf Markaların Koruma Kapsamı
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“MK’nın 4. maddesi uyarınca bir işaretin marka korumasından yararlanabilmesi için ayırt edici nitelikte olması gerekmektedir. Ayırt edicilik unsuru, markanın koruma kapsamının tespiti yönünden önem taşımaktadır ve bir markanın koruma kapsamı da markayı oluşturan unsur(lar)ın ayırt edicilik seviyesine paralel olarak birbirinden farklılaşmaktadır. Ayırt edici olmayan ve ayırt ediciliği zayıf unsurlardan oluşan markalar “zayıf marka” olarak… »
TÜRKPATENT Kararlarının Yerindeliği İncelemesi
TÜRKPATENT kararlarının yerindeliğinin değerlendirilmesi, Türk Marka Hukuku kapsamında her zaman tartışmalı bir konu olmuştur. Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin yakın tarihte verdiği ve Yargıtay kararı karşısında önceki kararında direndiği bir karar, bu konuyu aydınlatan dikkate değer bir emsal teşkil etmektedir. Önceki tarihli (aynı zamanda üzerlerinde TÜRKPATENT sicilinde tanınmışlık kaydı da bulunan) markaların sahibi, sonraki tarihte yapılan ve önceki… »
Tecavüz Davalarında Tescile Dayalı Kullanım Savunması
10 Ocak 2017 tarihinde 6769 sayılı SMK’nın yürürlüğe girmesi ile yürürlükten kalkan Marka KHK’sı dönemindeki yerleşik Yargıtay içtihadına göre, daha eski tarihli bir markaya iltibas ve tecavüz yaratıp yaratmasına bakılmaksızın, bir kullanımının tescilli bir marka hakkına dayanması halinde, bu kullanımın tecavüz yaratmadığı kabul edilmekteydi. Bu içtihadın sonucu olarak, tescilli marka hakkına dayanan bir kullanım marka sahibine mutlak bir koruma, bir bağışıklık sağlamakta… »
Markanın Jenerikleşmesi Sorunu
Mülga 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (“KHK”) 42/1(d) maddesi, bir markanın, marka sahibinin davranışları nedeniyle tescil ettirildiği mal veya hizmetler için yaygın ad haline gelmesi durumunda, markaya karşı hükümsüzlük davası açılabileceğini düzenlemiştir. Aynı madde, 6769 sayılı SMK’nın 26/1(b) maddesinde, farklı bir ifade kullanılarak ve hükümsüzlük yerine iptal sebeplerine dayanak oluşturacak şekilde yer almıştır. Madde 26/1(b)… »
Kullanmama Savunmasının Ceza Davalarındaki Etkisi
SMK’nın 7. maddesi uyarınca bu kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilmektedir. Ancak tescil, bir marka hakkı sahibinin o markadan doğan haklarını korumak ve gerektiğinde üçüncü kişilere karşı ileri sürebilmek için gerekli olmakla birlikte, her zaman tek başına yeterli değildir. Nitekim SMK’nın 9. maddesi uyarınca, tescilli olan bir markanın, tescil edildiği mallar ve/veya hizmetler üzerinde Türkiye’de ciddi şekilde kullanılması gerekmektedir. Ancak markanın… »
Türkiye’de Renk Markası Tescili
10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı SMK ile getirilen başlıca değişikliklerden bir tanesi geleneksel olmayan markaların ve bilhassa renk markalarının tesciline ilişkindir. SMK öncesinde de uygulamada renk markalarının tescili mümkün olmakla birlikte, başvuru formunda başvurunun renk markası için yapılmış olduğu ve uluslararası alanda tanınan renk kodunun belirtilmesi mümkün değildi. Dolayısı ile renk kodu ancak ayrı bir dilekçe ile sunulabiliyor… »