Birleşik Patent Mahkemesi’nin “Uzun Kolu” Türkiye’ye Uzanır Mı?
Birleşik Patent Mahkemesi'ni kuran Anlaşma (“Anlaşma ya da Birleşik Patent Mahkemesi'ni kuran Anlaşma”) yıllar süren çaba sonucunda 2013 yılında Avrupa Birliği (“AB”) üyesi devletlerin çoğunluğu tarafından imzalandı ve 1 Haziran 2023’de yürürlüğe girdi.
Anlaşmanın amacı Avrupa Patent Ofisi (“EPO”) tarafından verilen Avrupa patentleri ile üniter etkili Avrupa patentleri bakımından yetkili tek bir mahkeme tesis ederek yargılamada hız ve yeknesaklık elde etmek olarak ilan edildi.
Birleşik Patent Mahkemesi, Anlaşmaya taraf üye devletler için ortak bir mahkeme olarak kurgulandı. Dolayısıyla Birleşik Patent Mahkemesi, Anlaşmaya taraf üye devletlerin yargı sisteminin bir parçası haline geldi ve üniter etkili Avrupa Patentleri ile EPO tarafından verilen Avrupa Patentleri ile ilgili uyuşmazlıkları çözmek için yetkili kılındı.
Birleşik Patent Mahkemesi’nin yargılama yetkisinin kapsamında EPO tarafından verilen Avrupa Patentleri de yer alınca akıllara kaçınılmaz olarak bazı sorular geldi. Örneğin Avrupa Patent Sözleşmesi’ne taraf olup Avrupa Birliği üyesi olmadığı için istese de Anlaşmaya taraf olamayacak olan (Türkiye, İngiltere, İsviçre gibi) ülkeler Birleşik Patent Mahkemesi'nin Avrupa Patentleri hakkında vereceği kararlardan etkilenecek midir?
Birleşik Patent Mahkemesine Avrupa Patentleriyle ilgili uyuşmazlıkları çözme yetkisi tanınmış olsa da, Avrupa Patent Sözleşmesine taraf olup Anlaşmaya taraf olmayan ülkelerin Mahkeme'nin yapacağı yargılamanın dışında kalacağını düşünmek hukuk mantığına pek de ters değildir.
Esasen “Unified Patent Court (Birleşik Patent Mahkemesi) - Türkiye'de Nasıl Yankı Bulacak?” makalemizde de ele aldığımız üzere mahkemelerin yargı yetkisinin ülkeselliği ilkesi gereği Birleşik Patent Mahkemesi'nin bir Avrupa Patentinin ihlali veya hükümsüzlüğü hakkında vereceği kararın Türk mahkemeleri veya Türkiye Cumhuriyeti Devleti bakımından bir bağlayıcılığı olmayacaktır.
Ancak Birleşik Patent Mahkemesi'nin yargı yetkisine giren iki temel türdeki patentten biri olan Avrupa Patentleri söz konusu olduğunda, Avrupa Birliği devletleri mahkemenin yargılama yetkisini sadece Anlaşmaya taraf olan devletler ile sınırlamak istememiştir. Madem bir Avrupa Patenti söz konusudur o halde Birleşik Patent Mahkemesi’nin yetkisi Anlaşmaya taraf olmasa dahi bu Avrupa Patenti’nin geçerli olduğu tüm devletlere uzanabilmelidir. Although there is no such provision in the UPC Agreement, the EU legislation which was needed to integrate UPC Court into the EU system brought such an extended jurisdiction.
Birleşik Patent Mahkemesi, Anlaşmaya taraf üye devletler için ortak bir mahkeme olarak, Medeni Ve Ticari Konularda Yargı Yetkisi İle Kararların Tanınması Ve İcrası Hakkında AB Regülasyonu No. 1215/2012 (“Brüksel IA”)’ya tabi olmadığından, Brüksel IA Regülasyonu, 15 Mayıs 2014 tarihli, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 542/2014 sayılı Regülasyonu (“Brüksel IB”) ile değiştirilmiş ve yapılan değişiklikler ile Birleşik Patent Mahkemesi AB yargı sistemi içine entegre edilmiştir.
Brüksel IB değişikliği ile getirilen Madde 71b, birinci paragrafı ile ortak mahkemenin yargı yetkisini düzenlemiş ve Anlaşma’ya taraf olan bir Üye Devletin mahkemelerinin Anlaşma ile düzenlenen bir konuda yargı yetkisine sahip olacağı yerlerde ortak mahkemenin de yargı yetkisine sahip olacağı ifade edilmiştir. Böylece Birleşik Patent Mahkemesinin, AB üyesi olup Anlaşmaya taraf olan devletlerin ulusal mahkemelerinin, Anlaşma ile düzenlenen konularda yetkili olduğu her durumda yetkili olacağı açıklığa kavuşturulmuştur.
Brüksel IB Madde 71b paragraf (3) ile ise AB üyesi olmadığı için Anlaşmaya taraf olamayacak ülkelerde gerçekleşen patent ihlali fiilleri bakımından Birleşik Patent Mahkemesi'nin yargı yetkisi elde etmesinin yolu aranmış ve nihayet, ikametgahı AB üyesi bir ülkede bulunmayan davalılar üzerinde Birleşik Patent Mahkemesi’ne, belli şartların sağlanması durumunda “mülkiyet temelli yan yargı” yetkisi tanınmıştır.
Brüksel IB Madde 71b hükmüne göre:
Ortak bir mahkemenin yargı yetkisi aşağıdaki şekilde belirlenir:
(1) Bir ortak mahkeme, bu Tüzük uyarınca, ortak mahkemeyi kuran düzenlemeye taraf olan bir Üye Devlet mahkemelerinin o düzenleme kapsamında bir konuda yargı yetkisine sahip olacağı durumlarda yargı yetkisine sahiptir.
(2)Davalının bir Üye Devlet’te ikametgahı yoksa ve bu Tüzük davalıya karşı başka bir şekilde yargı yetkisi tanımıyorsa, davalının ikametgahına bakılmaksızın Bölüm II uygun şekilde uygulanır.
Üçüncü Devlet mahkemelerinin uyuşmazlığın esasına ilişkin yargı yetkisine sahip olması durumunda dahi, bir ortak mahkemeye koruyucu tedbirler dahil geçici tedbirler için başvurulabilir.
(3) Ortak bir mahkeme, 2. Madde uyarınca Birlik içinde zarar doğuran bir Avrupa patenti ihlaliyle ilgili bir uyuşmazlıkta davalı üzerinde yargı yetkisine sahipse, bu mahkeme, aynı ihlalden kaynaklanan Birlik dışındaki zararla ilgili olarak da yargı yetkisini kullanabilir.
Böyle bir yargı yetkisi yalnızca davalıya ait mülkiyetin , ortak mahkemeyi kuran düzenlemeye taraf herhangi bir Üye Devlet’te bulunması ve uyuşmazlığın bu Üye Devletlerden biriyle yeterli bir bağlantısının olması durumunda tesis edilebilir.”
Böylece belli şartların karşılanması halinde, AB hukuku anlamında bir ortak mahkeme olan Birleşik Patent Mahkemesi, bir Avrupa Patentinin, AB üyesi olmayan bir ülkede ihlal edilmesi neticesinde doğan zararlar bakımından yargı yetkisine sahip hale gelmiştir.
Brüksel IB Madde 71b paragraf (3) uyarınca, Bir Avrupa Patentinin, AB’ne üye devletlerden birinde ikametgahı olmayan ve AB üyesi bir devlette mülkiyeti bulunan bir davalı tarafından ihlal edilmesi ve söz konusu ihlalin AB içinde zarara yol açmış olması ve nihayet patent ihlali ihtilafının davalının mülkiyetinin bulunduğu AB üyesi devlet ile yeterli bir bağlantısının bulunması koşullarının bir arada gerçekleşmesi halinde; Birleşik Patent Mahkemesi, Avrupa Patenti sahibinin, bir üye devlette ikame etmeyen davalıya karşı açacağı davada, patent ihlali nedeniyle hem birlik içinde hem birlik dışında uğradığı zararın davalının Avrupa birliği'ndeki mülkiyetinden tazmin edilmesine hükmedebilecektir.
Davalının ikametgahının Anlaşmaya taraf olan AB üyesi bir devlette olması VEYA patent ihlali teşkil eden fiillerin Anlaşmaya taraf olan AB üyesi bir devlette meydana getiriliyor olması hallerinde; Brüksel IB 71b (1) hükmü uyarınca, Birleşik Patent Mahkemesinin zaten yetkili mahkeme olacağı tartışmasızdır. Dolayısıyla, Brüksel IB 71b (3) maddesi, etkileri AB de görülen ve fakat AB dışında bir ülkede gerçekleşen patent ihlali fiilleri açısından Birleşik Patent Mahkemesine yargı yetkisi vermektedir.
Nitekim Brüksel IB 71b (3) hükmüne bu son hali verilmeden önce değişiklik önerisinin tartışıldığı hazırlık çalışmaları kapsamında özellikle “Türk davalı” örneği verilmiş ve:
“Örneğin, Birleşik Patent Mahkemesi açısından, mülkiyet temelli yargı yetkisi, Mahkemenin, birden fazla AB üye devletini ve Türkiye’yi kapsayan bir Avrupa patentini ihlal eden bir Türk davalıya karşı yargı yetkisini sağlamasını temin edecektir.”
Şeklindeki ifade ile açıkça hükmün amacının Avrupa Patent Sözleşmesi’ne taraf ve fakat Birleşik Patent Mahkemesini kuran Anlaşmaya taraf olmayan bir ülkenin vatandaşının bir Avrupa Patentini ihlal etmesi halinde davalının bu eylemi nedeniyle Birleşik Patent Mahkemesi tarafından tazminata mahkûm edilebileceği ifade edilmiştir.
Madde hükmünde açıkça ifade edilmese de, yargılamanın doğası gereği, Birleşik Patent Mahkemesi'nin patent ihlali fiili nedeniyle doğan zararın tazminine hükmedebilmesi için öncelikle bir tecavüz yargılaması yapması ve tecavüzü tespit ettikten sonra tecavüz fiili nedeniyle oluşan zararın tazmini için 71/b(3) ile getirilen yetkisini kullanması gerekecektir.
Her ne kadar ekonomik bir hüküm gibi kaleme alınmış olsa da, AB üyesi olmayan bir devletin yetkili mahkemelerince verilmiş bir tecavüz hükmünü aramayan veya şart koşmayan Brüksel IB 71b (3) aslında Birleşik Patent Mahkemesi’ne, AB üyesi olmayan bir devlette gerçekleşen bir Avrupa Patentine tecavüz fiilini tespit etme ve bu fiil nedeniyle patent sahibinin Avrupa Birliği içinde veya dışında uğramış olduğu zararların tazmin edilmesine hükmetme yetkisi vermektedir.
Yukarıda ifade edildiği gibi, Birleşik Patent Mahkemesi, AB bakımından bir ortak mahkemedir. Anlaşma’ya taraf olan AB üyesi devletler Birleşik Patent Mahkemesi’ni AB’nin bir kurumu olarak tanımış ve gerekli gördükleri ölçüde yetkilerini ortak mahkemeye devretmişlerdir. Ancak Türkiye gibi AB üyesi olmayan bir devlet için böyle bir yetki devri söz konusu değildir. Buna karşılık Brüksel IB madde 71b (3) ile getirilen düzenleme ile Avrupa Birliğinde ikametgahı olmayan bir Türk davalının Birleşik Patent Mahkemesi tarafından tazminata mahkum edilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu kişinin Birleşik Patent Mahkemesi yargılaması kapsamında savunma hakkını ne ölçüde kullanabileceği konusu ise belirsiz bırakılmıştır.
Avrupa Komisyonu Teklifinde Brüksel IB madde 71b, paragraf 3 ile getirilen düzenlemenin neden gerekli olduğunu izah ederken[1]; bir Avrupa Patentinin ihlali halinde davalının AB içinde bulunmuyor olmasının yarattığı durumun bu hüküm sayesinde “dengeleneceği” ifade edilmiştir. Aynı dengenin Komisyon toplantısında yer verilen örneğe atıfla, bir Türk davalı bakımından nasıl sağlanacağı ise tartışılmamıştır.
Brüksel IB 71b (3) hükmünün tartışıldığı hazırlık çalışmalarında Türk vatandaşları spesifik olarak işaret edildiği için, davalıların Türk mahkemeleri nezdinde bazı karşı tedbirler arayacağı düşünülebilir. Bu kapsamda akla ilk gelen, son yıllarda çok da popüler olan, “dava yasağı hakkkında tedbir” (“anti-suit injunction”) kararlarıdır. Bilindiği üzere dava yasağı hakkında tedbir kararı, bir mahkemenin bir tarafın başka bir yargı alanında dava açmasını engellemek için verdiği bir ihtiyati tedbir kararını ifade eder. Bu tip kararların uygulanabilirliği bir başka devletin yargı mercini değil doğrudan tarafları bağlıyor olmasında yatmaktadır.
Türk yargısının tahsis ettiği bir “dava yasağı hakkında tedbir kararı” henüz var olmasa da prensip olarak ihtiyati tedbiri düzenleyen genel hükümlere dayanılarak bu tür bir tedbir kararının verilmesi mümkündür. Birleşik Patent Mahkemesi’nin yarattığı bu yargı yetkisi ile karşı karşıya kalan bir Türk davalı da Türk Mahkemeleri önünde açacağı bir dava ile mahkemeden, kendisine patent ihlali iddiasını yönelten tarafın Birleşik Patent Mahkemesi önünde dava açmaması VEYA açılmış bir dava varsa bu davada ihtiyati tedbir veya benzeri tedbirlere başvurmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep edebilir.
Esasen Birleşik Patent Mahkemesinin uzanan kolu ile kendine yarattığı yargı yetkisine karşı, davalı tarafların Türk mahkemeleri önünde alabileceği tek karşı aksiyon da -şimdilik- bu gibi gözükmektedir.
[1] COM(2013) 554 final, pp.6–7.