Türk hukukunda düzenlenen en önemli geçici koruma tedbirlerinden biri delil tespitidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 400 vd. maddelerinde düzenlenen ve basit yargılama usulüne tabi olan delil tespiti uygulaması, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açılacak davada ileri sürülecek olan bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılması için talep edilebilmektedir.
Delil tespitinin talep edilebilmesi için en önemli koşul hukuki yararın varlığıdır. HMK’da yer alan düzenleme uyarınca, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır.
Delil tespiti hakkındaki yasa hükmünden de anlaşılabileceği üzere, maddenin amacı esasen delillerin esas dava açılmadan önce güvence altına alınmasını sağlamaktır. Uyuşmazlığın niteliğinin gerektirdiği takdirde ise delil tespiti kapsamında elde edilen delillerin hakim tarafından atanacak bilirkişi marifetiyle incelenmesi söz konusu olabilmektedir. İnceleme sonucunda bilirkişilerce hazırlanacak rapor ayrıca esas dava için önemli bir delil teşkil edebilecektir.
Özellikle talep sahibinin haklarının etkin ve zamanında korunması bakımından zorunluluk bulunan hallerde örneğin aleyhinde delil tespiti gerçekleştirilecek olan gerçek veya tüzel kişinin delil tespitinden haberdar olduğu takdirde delilleri ortadan aldırma tehlikesinin bulunduğu durumlarda, hakim tarafından gıyapta delil tespiti kararı verilmesi de mümkün olmakta, bu sayede, deliller güvenli bir biçimde tespit edilebilmektedir.
Delil tespiti, pek çok hukuk dalında olduğu gibi, patent hukukunda da esas davadaki başarı şansını etkileyecek delillerin tespiti açısından büyük önem taşıyan bir araçtır. Zira, patent hakkı sahiplerine sınırlı bir süreyle tanınmış olan patent koruması devam ederken gerçekleşen mütecaviz fiillere ilişkin delillerin doğru zamanda ve doğru şekilde tespit edilmesi ileride ve özellikle de tecavüz teşkil eden fillerin sona ermesinden sonra açılacak patent tecavüzünün tespiti ve tazminat davalarında belirleyici rol oynamaktadır.
Örneğin, ilaç patentlerinde, esas dava açmadan önce orijinal ürünü koruyan patentlere tecavüz ettiğinden şüphelenilen eşdeğer tıbbi ürünlerin gerçekten de patent haklarının kapsamında kalıp kalmadığının tespiti ancak delil tespiti kurumu ile yapılabilecektir. Zira Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu nezdinde gizli tutulan eşdeğer tıbbi ürünlerin ruhsat dosyalarının patent ile ilgili kısımlarına ancak bir Mahkeme kararı ile ulaşılabilmektedir.
Bununla birlikte, telekomünikasyon, elektrikli ev aletleri, kimya, otomotiv ve daha birçok farklı alanda AR-GE faaliyeti yürüten ve patent portföyüne sahip olan inovatör firmaların da patent haklarının layıkıyla korunabilmesi için delil tespiti uygulaması çok önemli bir rol oynamaktadır.
Özellikle patent haklarının, sınırlı süre ile korunuyor olması nedeniyle; patent hakkı sahibinin mütecaviz fiillerden patent koruma süresinin dolmasına az bir zaman kala haberdar olması halinde veya tecavüz teşkil eden fiillerin süreklilik arz etmemesi gibi durumlarda; patent koruma süresi içinde gerçekleştirilen mütecaviz fiillerin, üretilen ürünlerin yahut kullanılan proseslerin patent haklarına tecavüz edip etmediğinin tespiti ancak delil tespiti kurumu ile mümkün olabilecektir.
Bu kapsamda çoğunlukla teknik nitelikte bir inceleme gerektiren patent haklarına dayalı delil tespiti taleplerinde; sağlıklı bir inceleme yapılabilmesi için tespit edilen delillerin niteliğine göre, delillerin saklanması ve bunlar üzerinde testlerinin yapılması için ilgili Mahkemeye gerekli taleplerin sunulmasının başarılı bir tespit için elzem olduğunun altı çizilmelidir.
Öte yandan, delil tespiti uygulaması bir takım zorluklar da barındırmaktadır. Aleyhinde delil tespiti gerçekleştirilecek olan taraf yapılacak keşif sırasında görevlilerin delil tespiti kararını yerine getirmesini önlemeye çalışabilmekte, tespite konu ürün veya süreçlerin tespit edilememesi için hakime, taraf vekillerine veya bilirkişilere karşı direnç gösterebilmektdir. Bu tarz durumlarda özellikle hakimin ve vekillerin delil tespitinin amacına ulaşabilmesi için gerekli tüm tedbirleri alması, gerekirse kolluk kuvvetlerinin desteğine başvurması son derece önemlidir.
Yakın tarihte verilen bir gıyapta delil tespiti kararı, patent koruma süresine bir ay kala patent tecavüzüne ilişkin fiillerden haberdar olmuş bir inovatör firmanın ileride açacağı tazminat davası için patent koruma süresi devam ederken aleyhinde delil tespiti yapılan firmanın üretim tesisinde bulunan mütecaviz ürünlerin ele geçirilebilmesine olanak sağlamıştır. İlgili dosya kapsamında, delillerin niteliği dikkate alınarak, bunlar üzerindeki gerekli analizlerin yapılması da sağlanarak ve ürünlerin saklama koşulları dikkate alınarak mütecaviz fiillere ilişkin bilirkişilerce delil ve bilgi toplanabilmesi sağlanmıştır.
Söz konusu karar, patent sahipleri tarafından yöneltilen gıyapta delil tespiti taleplerinin fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi hakimleri tarafından ivedikle ve taraf menfaatlerinin hakkaniyetli bir biçimde değerlendirilmesinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.