8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!
EŞİT TOPLUM! GÜÇLÜ TOPLUM!
Kadınların toplum içerisinde erkekler ile eşit haklara sahip olmak için verdikleri mücadelenin sembolü olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bir kez daha, toplumsal cinsiyet eşitsizliği gerçeği ve kadına şiddet olaylarının gölgesinde yaşanmaktadır.
Dünyanın her yerinde toplumun her kesiminden kadınlar, toplumdaki bütün rollerde erkeklerle eşit haklara sahip olabilmek için mücadeleye devam ederken; Türkiye, bu yolda, her yıl, ne yazık ki biraz daha geri gitmektedir.
Nitekim Dünya Ekonomik Forumunun yayınladığı 2021 Cinsiyet Eşitliği Raporu incelendiğinde; Türkiye, 2020 yılında bulunduğu 130. sıradan da geriye giderek 156 ülke arasında 133. sıraya gerilemiştir[1]. Fırsat eşitliği, kadınların ekonomiye katılımı, eğitim imkanları, sağlık ve kadının siyasette güçlendirilmeleri gibi kriterler dikkate alınarak hazırlanan bu raporda Türkiye; özellikle kadınların ekonomiye katılımı kriteri bakımından bir önceki yıla göre daha da gerileyerek 136. sıradan 140. sıraya yerleşmiştir.
Daha da vahim olan ise Türkiye’nin, kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddet olaylarının en yoğun şekilde yaşandığı ülkelerden birisi olmasıdır. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılması yönündeki – hukuki geçerliliği dahi tartışmalı olan – kararı, şiddet olaylarının önlenmesi ve şiddetle mücadele konusunda atılan küçük adımları da işlevsiz bırakmıştır. Geçtiğimiz Dünya Kadınlar Günü’nden bu yana aralarında meslektaşımız Av. Dilara Yıldız’ın da bulunduğu 400’den fazla kadın öldürülmüştür[2].
Bu gidişatın derhal önüne geçilmelidir. Kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet suçlarını caydırıcı yaptırımlar ile bu tür şiddet olaylarını önleyici etkili tedbirler getiren yasal düzenlemeler acil olarak yapılmalı ve amacına uygun olarak uygulanmaları sağlanmalıdır. Bu anlamda İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar yürürlüğe konulması ise, atılması gereken ilk ve en önemli adımdır.
Ancak bunların da ötesinde, bu vahim tablonun kök nedeni olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasına dair yasal ve sosyal reformların acilen yapılması gerekmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk, 21 Mart 1923’te Konya’da yaptığı konuşmasında[3] “Daha güvenle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük Türk kadınını çalışmamızda ortak kılmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını bilimsel, ahlâki, sosyal, ekonomik hayatta erkeğn ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekçisi yapmak yoludur.” diyerek, kadınların bilimsel, ahlâki, sosyal, ekonomik hayattaki eşit rolünün önemini vurgulamıştır. Bundan nerdeyse 100 yıl önce de vurgulandığı üzere; kadınların siyasete, ekonomik ve sosyal hayatın her noktasına eksiksiz ve etkin bir biçimde katılması, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasını hızlandıracak, Türkiye’nin temel hak ve özgürlüklere ileri derecede saygılı çağdaş ve demokratik bir toplum düzenine kavuşmasını sağlayacaktır.
Bizler, Gün + Partners Avukatlık Bürosu olarak, güçlü bir toplumun ancak eşitlik ve adaletle mümkün olduğuna inanıyoruz. Bunun olumlu sonuçlarını kendi organizasyonumuzda görüyor, eşit fırsatlar verildiğinde kadınların iş hayatında her zaman başarılı olduğunun ispatını kendi büromuzda gözlemliyoruz. Çalışanlarının %60’ı ve yönetimdeki avukatlarımızın %80’i kadın olan Büromuz, Dünya genelindeki en büyük kurumsal sürdürülebilirlik girişimi olan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni (UN Global Compact) Türkiye’de ilk imzalayan kurumlardan birisidir. Bu belge ile taahhüt etmiş olduğumuz sorumlulukları yerine getirmekten, kadın girişimcilere destek olmaktan gurur duyuyoruz.
Bunun gibi; Gün + Partners Avukatlık Bürosu’nun sosyal sorumluluk kapsamında destek verdiği Daha İyi Yargı Derneği’nin hazırlamış olduğu A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu isimli eserde yer alan reform önerilerinin yargının kaliteli hizmet üretmeye odaklı şeklinde yapılanmasını sağlayarak hukukun üstünlüğü ilkesini yeniden tesis edeceğini ve bu kapsamda temel bir insan hakkı ihlali olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önüne geçilebilecek olduğuna inanıyoruz.
Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için herkesi kendisine düşen görevi yerine getirmeye davet ediyoruz.