KADIN OLMADAN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA OLMAZ
Cinsiyet eşitsizliği konusunda Türkiye’nin karnesi oldukça zayıftır.
Dünya Ekonomik Forumu’nun Cinsiyet Eşitsizliği Raporu 2023 verilerine göre, Türkiye (2022’deki yerinden 5 sıra daha geride, 146 ülke arasında Hindistan, Tunus, Ürdün, Nijerya ve Gambiya gibi ülkelerin arkasında) 129. sıradadır. Rapor fırsat eşitliği, kadınların ekonomiye katılımı, eğitim imkanları, sağlık ve kadının siyasette güçlendirilmesi gibi alt göstergeleri içermektedir. Kadınların ekonomiye katılımı kriteri bakımından ise, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’ın hemen ardında 146 ülke arasında 133. sırada yer almaktadır[1].
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”’nın 5 numaralı başlığı, “Kadınları ve kız çocuklarını güçlendirmenin çarpan etkisi yarattığını ve ekonomik büyümeyi hızlandırdığı”nı söylemektedir. Kalkınmanın kadınsız olamayacağı bir gerçektir.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, Türkiye’nin demokratikleşmesinin ve kalkınmasının da önünde ciddi bir engeldir. Sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyüme, karar alma ve temsil mekanizmalarında, eğitimde, ekonomide ve sosyal hayatta toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ile mümkündür.
Ülkemizde nüfusun yarısını oluşturan kadınların işgücüne katılım oranı maalesef istenen seviyeye yakın dahi değildir. TÜİK’in Mayıs 2023 tarihli raporuna göre erkeklerde yüzde 66 olan istihdam oranı kadınlarda yüzde 31,4'tür[2]. 2024 yılında Türkiye’de büyümenin yavaşlayacağı, enflasyonun yüksek seyredeceği ve işsizliğin artacağı öngörülmektedir.
Ülkemizdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermek ve kadınların işgücüne katılımını artırmak, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına önemli katkıda bulunacaktır. İçinde bulunduğumuz zorlu ekonomik koşullardan ve orta gelir tuzağından çıkabilmek için de elzemdir.
Kadınları, dezavantajlı oldukları alanlarda, güçlendirerek eşit haklara kavuşturmak için aşağıdaki hususlarda tedbirler alınmalıdır:
- Eğitimde kadınlara tam fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
- Kamuda, ülke politikalarının oluşturulmasında ve özel sektörde tüm karar verme düzeylerinde kadınların eşit temsili sağlanmalı, yönetim kademelerinde kadınlar için kotalar uygulanmalıdır.
- Kamuda ve özel sektörde işe giriş, terfi, girişimcilik, yatırımlar ve liderlik gibi konulara kadınların eşit erişimleri sağlanmalıdır.
- İşyerlerindeki ayrımcılık ve ayrımcılığa neden olan durumlar ortadan kaldırılmalı, kayıt dışı istihdama ve uzun çalışma sürelerine karşı denetim mekanizmaları geliştirilmeli, caydırıcı önlemler alınmalıdır.
- Kadınların girişimcilik ekosistemine katılımını güçlendirmek, sahip oldukları veya yönettikleri şirketlerin sayısını artırmak için teşvikler getirilmelidir.
- Geniş kapsamlı eğitimler ve kampanyalar yoluyla toplumsal cinsiyet eşitliği hakkında kamuoyunda farkındalık yaratılmalı; kadınlar hakkında önyargı içeren sosyal normlar kaldırılmalı, kadınların ilerlemesine engel olan cinsiyete dayalı rollerde değişime destek verilmelidir.
- Kadına karşı her türlü şiddeti önlemek için kamuda sağlam politikalar uygulanmalıdır. Yasal ve sosyal reformlar acilen yapılmalıdır.
Türkiye’de kadınlar şiddet tehdidi altında yaşamaktadır. Atılan adımlar iyileşme getirmemekte ve aksine durumu daha da kötüleştirmektedir.
Türkiye, cinsiyet eşitsizliği ile mücadele bakımından attığı en önemli adım olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiştir. Meclisin onayladığı uluslararası bir sözleşmeden, Cumhurbaşkanının çekilme kararını, hukuka aykırı olmasına karşın Danıştay iptal etmemiştir. Böylece Böylece kadınların eşit hak mücadelesi, hukukun üstünlüğü ve demokrasimiz ağır bir yara almıştır.
Kanunlarımızda mevcut düzenlemelerin “zaten” çok yeterli olduğu tartışıladururken; Türkiye’de 2023 yılında 315 kadın cinayeti yaşanmış; 248 kadın da şüpheli şekilde ölü bulunmuştur[3].
Kamu alanları ve özel alanlarda, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik, her türlü istismarı kapsayan şiddeti durdurmak gerekmektedir.
Türkiye bu gidişatın önüne geçecek tedbirleri almalıdır. İstanbul Sözleşmesi tekrar yürürlüğe konulmalı; kadın cinayetlerini ve kadına karşı şiddet suçlarını önleyici, etkili tedbirler getiren yasal düzenlemeler acil olarak yapılmalı, amacına uygun ve etkin olarak uygulanmaları sağlanmalıdır.
Bizler güçlü bir toplumun ancak cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi ile mümkün olacağına inanıyor ve cinsiyet eşitsizliğini en aza indirmek için herkesi göreve davet ediyoruz.