fbpx

Birleşik Krallık ve Çin’den NFT’ler ile İlgili İki Güncel Mahkeme Kararına Genel Bir Bakış

— Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi’nin “Lavinia Deborah Osbourne v (1) Persons Unknown (2) Ozone Networks Inc Trading as Opensea” Kararı

— Çin Hangzhou İnternet Mahkemesi’nin “Qice v. BigVerse” Kararı

2021 yılının başından itibaren adını sıklıkla duyduğumuz ve bugün sanat, müzik, video oyunları ve sinema gibi hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkan Non-Fungible Token’lar (NFT) uzun süre gündemde yer alacak gibi görünüyor. Nitekim sadece 2022 yılının ilk çeyreği için NFT’lerin toplam piyasa işlem hacminin 12.13 milyar ABD Doları civarında olduğu söyleniyor.[1]

Bu kadar hızlı büyüyen bir piyasaya sahip olan NFT’ler, doğal olarak diğer alanların yanı sıra, fikri mülkiyet alanında da pek çok hukuki tartışmaya konu olmaya devam ediyor. NFT’lerin hukuki statüsü, fikri mülkiyet hakkı sahiplerinin izinsiz kullanımlara karşı başvurabileceği imkanlar, NFT’lerin satın alınması halinde iktisap edilen hakların kapsamı, NFT satış platformlarının rolü ve hukuki statüsü bu tartışmalardan sadece bazıları.

IPR Gezgini’nde de daha önce, NFT’lerin sanal mülkiyet olarak (NFT ve Sanal Mülkiyet) ve telif hakları açısından (NFT ve Telif Hakkı)  nasıl ele alınması gerektiğinden, telif hakları (Quentin Tarantino v. Miramax)  ve marka hakları (Hermès v. Metabirkins) boyutunda tartışıldığı uyuşmazlıklara kadar çeşitli içeriklere yer verilmişti.

Henüz NFT’lerle ilgili özel yasal düzenlemeler bulunmasa da yavaş yavaş NFT’ler hakkında mahkeme kararlarının verilmeye başladığını görüyoruz. Bu yazımızda Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi’nin (Lavinia Deborah Osbourne v (1) Persons Unknown (2) Ozone Networks Inc. trading as Opensea) ve Çin Hangzhou İnternet Mahkemesi’nin (Qice v. BigVerse) NFT’ler hakkında önemli tespitler içeren güncel kararlarını sizlerle paylaşacağız.

Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi – “Lavinia Deborah Osbourne v (1) Persons Unknown (2) Ozone Networks Inc Trading as Opensea” Kararı:

Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi’nin ilgili kararında NFT’ler “mülkiyet hakkı kapsamına dahil varlıklar” (property) olarak kabul edilmiş ve sahibinin izni dışında başka bir dijital cüzdana aktarılan NFT’ler hakkında, malvarlığı değerinin hareketinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmiştir.

İlgili uyuşmazlık, kız çocukları ve kadınlar için fırsatlar yaratmayı amaç edinen Boss Beauties isimli kadın girişiminin satışa çıkarmış olduğu “Boss Beauties” isimli NFT serisinden Lavinia Osbourne’ün sahip olduğu iki adet NFT’nin çalınması iddiasından kaynaklanmaktadır.

“Boss Beauties” NFT serisi pek çok farklı kültürden güçlü kadını temsil eden görselleri içeren bir koleksiyondur. 

Blockchain teknolojisi alanında kadınların varlığını artırmayı, alandaki kapsayıcılığı ve çeşitliliği teşvik etmeyi amaçlayan “Women in Blockchain Talks” isimli topluluğun kurucusu Lavinia Osbourne, dijital cüzdanından kendi rızası olmaksızın, iki adet Boss Beauties NFT’sinin iki farklı hesaba aktarıldığını fark ederek Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi’nde ilgili NFT’lerin transfer hareketlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talebini de içeren bir dava açmıştır.[2] Bunun üzerine Yüksek Mahkeme 10 Mart 2022 tarihinde NFT’lerin yargılama sürecinin sonuna kadar satışının/transferinin önlenmesine, 31 Mart 2022 tarihinde ise Opensea’nin ihlali gerçekleştiren iki hesap sahibi hakkındaki bilgileri mahkemeye sunmasına yönelik ihtiyati tedbir kararları vermiştir. Akabinde Opensea NFT’lerin izinsiz surette aktarıldığı ilgili hesapları dondurduğunu açıklamıştır.[3]

Her ne kadar daha önce kripto paraların malvarlığına dahil varlıklar olduğunu ortaya koyan mahkeme kararlarına rastlanmışsa da Yüksek Mahkeme’nin ilgili kararı, NFT’ler bakımından konuyu ilk kez ele alan ve NFT’leri tedbir kararına konu olabilecek ve korunması gereken bir “mal varlığı değeri” olarak kabul eden emsal nitelikte bir karar olmuştur.

NFT’lerin mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilerek korunacağı tespitini içeren bu karar, her ne kadar NFT’ler ile ilgili henüz yasal düzenlemeler bulunmasa da NFT sahiplerine rahat bir nefes aldıracak niteliktedir.[4] İlgili kararla birlikte NFT’lerin fikri mülkiyet hakları kapsamına dahil varlıklar olduğunu ve şartları varsa fikri mülkiyet hakları kapsamında sağlanan korumaların bunlar bakımından da uygulanacağını açık bir şekilde ifade etmek de daha kolaylaşacaktır.

Çin Hangzhou Mahkemesi- zhe 0129 min chu 1008 sayılı Qice v. BigVerse Kararı:

Son dönemde NFT’ler alanında ses getiren bir diğer mahkeme kararı ise Qice v. BigVerse Kararıdır.[5] Bu karar özellikle davalı konumundaki NFT pazar yerinin sorumlulukları açısından getirmiş olduğu tespitler ile dikkat çekmektedir.

Çin Hangzhou İnternet Mahkemesi’nin 22 Nisan 2022 tarihli ve ZHE 0129 MIN CHU 1008 sayılı[6] kararına konu bu uyuşmazlık sanatçı Ma Qianli tarafından oluşturulan “I am not a chubby tiger” isimli serinin bir parçası olan ve aşı olan bir kaplan görselini içeren karikatür çalışmanın izinsiz surette BigVerse isimli NFT pazar yeri platformunda bir kullanıcı tarafından NFT olarak “a chubby tiger taking vaccination” ismi altında 899 Çin Yunan’ına satışının gerçekleşmiş olduğunu tespit etmesi üzerine başlamıştır.[7]

Eser sahipliğinden doğan haklar üzerinde münhasır yetkili olduğunu belirten Shenzhen Qice Diechu Cultural Creativity Co., Ltd. (Quice) şirketi, Ma Qianli tarafından oluşturulan karikatürü birebir içeren ilgili NFT’nin, telif hakkına tecavüz ettiğini belirterek NFT China (NFTCN) platformunu işleten Hangzhou Yuanyuzhou Technology Co., Ltd. (BigVerse)  şirketine karşı Hangzhou İnternet Mahkemesi nezdinde dava açmıştır.[8]

Quice, NFT’lerin teknik yapıları gereği bir defa oluşturulduktan sonra platformdan kaldırılmasının kolay olmadığı da gözetildiğinde, profesyonel bir NFT pazar yeri platformu olarak BigVerse’ün, hak ihlallerinin önüne geçecek surette, içerik üzerinden hak sahipliğini teyit edecek bir ön inceleme gerçekleştirmekten sorumlu olduğunu, sadece uyar-kaldır yöntemiyle hareket edemeyeceğini iddia etmiştir. Bunun yanı sıra BigVerse’ün ilgili NFT satışından belirli bir oranda pay almış olduğunu da ifade ederek[9] platformun eylemlerinin de doğrudan doğruya “eserin bilişim ağları vasıtasıyla yayılması”[10] suretiyle telif hakkının ihlalini oluşturduğunu iddia etmiş ve tecavüz teşkil eden eylemlerin durdurulması ile BigVerse’ün 100.000 Çin Yunanı tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.

BigVerse ise içeriğin kendisi değil kullanıcı tarafından yüklenmiş olduğunu, kendisinin sorumluluğunun uyarı üzerine içeriği kaldırmaktan ibaret olduğunu, nitekim somut olayda durumun bu yönde geliştiğini, ilgili NFT satışını yapan kullanıcı hesabının bilgilerini açıklamasını gerekli kılan bir yasal düzenlemenin ise mevcut olmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkeme BigVerse’ün ilgili NFT’yi oluşturan kullanıcının eser üzerinde hak sahibi olup olmadığını kontrol etmediğine ve bu nedenle “bilgi ağları aracılığıyla eseri yayma hakkının” ihlalini kolaylaştırmaktan dolayı kusurlu olduğuna karar vermiştir. BigVerse’ün Qice’e uğramış olduğu zarar ve yapmış olduğu masraflara karşılık olarak 4.000 Çin Yunanı tutarında tazminat ödemesine ve ihlali oluşturan NFT’nin eater hesaba – blockchain üzerindeki veriler silinemese de kripto varlıklar için aynı sonucu doğuracak şekilde bunların herhangi bir işleme konu edilmesine imkan tanımayan, özel anahtarı bulunmayan hesap-[11]gönderilerek dolaşımının durdurulmasına karar vermiştir.

Mahkeme ayrıca BigVerse’e bundan sonrası için platforma yüklenecek içerikler açısından kullanıcıların içerik üzerinde hak sahipliğini doğrulayan mekanizmalar geliştirerek uygulamaya koymasını tavsiye etmiştir.

Bu karar ile, Çin Mahkemelerinin NFT pazar yerleri açısından, diğer çevrim içi platformlara kıyasla daha ağır sorumluluklar getiren bir yaklaşımda olduğunu, bu kapsamda hak sahibi tarafından uyarılma üzerine içeriği kaldırmanın yeterli bulunmadığını, platformu doğrudan doğruya ihlalden sorumlu tutarak tazminat ve sair yaptırımlara hükmedilebildiğini görmekteyiz.

Bu durum NFT pazar yerlerinin, satış gelirleri üzerinden belirli oranlarla doğrudan pay elde etmesi ve NFT’lerin blokchain teknolojisinden kaynaklı olarak silinemez yapıları gereği NFT’ye dönüştürme (minting) eyleminden sonra ihlal teşkil eden NFT’ye müdahalenin oldukça zorlaşmasından kaynaklı olabilir. Ancak kararın ilk bakışta telif hakkı ihlalleri açısından aracı platformların, uyarı üzerine içeriği kaldırmak ile hak ihlalleri açısından sorumlu olmayacakları yönünde kendilerine sağlanan güvenli liman (safe harbour) kuralı ile de çelişir gözüktüğünü ve bu noktada tartışmaya açık olduğunu da söylemek gerekir.

İlgili kararda NFT pazar yeri platformu açısından belirlenen sorumluluk seviyesinin yüksekliği, Çin’in, kripto paraları yasaklayan ve NFT’leri devlet eli ile yöneterek kripto para birimleri ile değil de geleneksel para birimleri ile çalışır surette düzenleyen tavrı da göz önüne alındığında politik bir yaklaşımdan kaynaklı da olabilir.

Henüz benzer uyuşmazlıklarda başka ülke mahkemelerince verilmiş kararlar bulunmadığından, NFT pazar yeri platformlarının geneli bakımından sorumluluk kapsamı üzerine çıkarımda bulunmak yanıltıcı olabilecektir. Ancak Çin Mahkemesinin bu kararın diğer ülkelerde de benzer surette faaliyet gösteren NFT pazar yeri platformları üzerinde, içerik yükleme aşamasında hak sahipliğini kontrol mekanizmalarını geliştirmeleri için tetikleyici bir güce sahip olacağını öngörmek güç değil.

NFT ve fikri mülkiyet hakları ilişkisi üzerine daha pek çok mahkeme kararının verilmeye devam edeceği şüphesiz olup, bu konuda yaşanacak gelişmeleri yakından takip edeceğiz.

First published by IPR Gezgini in May 31, 2022.


Stay Informed

Subscribe to stay up to date on the latest legal insights and events of your choice.