5953 sayılı Basın Sektöründe İşveren ve İşçi İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (“Basın İş Kanunu”) gazetecilerin çalışma usul ve esaslarını düzenlemektedir. Basın İş Kanunu'nun 6. maddesi, gazetecilerin kıdem tazminatı hak edişlerini ve iş sözleşmelerinin işverenler tarafından feshedilmesini düzenlemektedir.
Söz konusu maddenin önceki lafzına göre; meslekte en az beş yıl çalışmış olan gazetecilere kıdem hakkı tanınmaktaydı. Kıdem hakkı gazetecinin mesleğe ilk giriş tarihinden itibaren belirlenmekte olup, tazminat tutarı her hizmet yılı için gazetecinin son aylık brüt maaşı üzerinden hesaplanmaktaydı. Ancak bu hesaplamada yıllık hizmetin 6 aydan az kısmı dikkate alınmamaktaydı.
Anayasa Mahkemesi 04.05.2023 tarihli ve 2021/62 E., 2023/89 K. sayılı kararında; bahse konu 5 yıllık hizmet şartı ile kıdem tazminatının hesaplanmasında yıllık 6 aydan az hizmet süresinin dikkate alınmaması hususunu Anayasa’ya uygunluk açısından incelemiştir.
5 Yıllık Hizmet Şartı:
Ankara 21. İş Mahkemesi, basın işçilerinin kıdem tazminatı hakkının güvence altına alınması gerektiği, ülkemizde uygulanan diğer iş kanunlarıyla karşılaştırıldığında itiraz konusu kuralın bu güvenceyi sağlamakta yetersiz olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 10. maddesinin hukuksal durumları aynı olanların kanun önünde eşitliğini öngördüğünü ve bu ilkenin amacının durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme tabi tutulmalarını sağlamak olduğunu vurgulamıştır. Bu bağlamda, herhangi bir farklı muameleye yalnızca nesnel ve makul gerekçelere dayanması ve orantılı olması halinde cevaz verilebilecektir.
Bu durumda, kıdem hakkı için bir yılı yeterli gören 4857 sayılı Türk İş Kanunu (“İK”) ile 5 yıllık çalışma süresi öngören Basın İş Kanunu'nda kıdem tazminatı hak edişleri farklı düzenlenmiş olmakla beraber, esasen bir iş sözleşmesine tabi olarak çalışan tüm çalışanların karşılaştırma yapmaya müsait olacak şekilde benzer durumda olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, Basın İş Kanunu'na tabi gazeteciler ile İş Kanunu’na tabi çalışanlar arasında haksız bir farklılığın yaratıldığına hükmetmiştir.
Anayasa Mahkemesi ayrıca, demokratik toplumun varlığında ve devam ettirilmesinde önemli bir role oynayan gazetecilerin görevlerini yerine getirirken ücret ve diğer alacaklarının birtakım özel düzenlemeler ile teminat altına alınması için gazeteciler lehine düzenlemeler yapılabileceğini vurgulamıştır. Bu itibarla, İş Kanunu aynı işverene ait işyerlerinde geçen sürelerin tümünün gözetilmesi yönünde bir düzenleme öngörürken, Basın İş Kanunu bunun yerine basın işçileri yönünden kıdem süresi yerine gazetecilik meslek kıdemi olarak birden çok işveren nezdinde geçen çalışmaların birleştirilmesi ve herhangi bir tavan söz konusu olmaksızın ödenmesini düzenlemiştir. Anılan avantajlara rağmen itiraz konusu kuralla gazeteciler aleyhine kıdem süresinin beş yıl olarak belirlenmesi suretiyle genel olarak çalışanlar için öngörülen süreden daha uzun bir süre belirlenmesinin nesnel ve makul bir temele dayanmadığı Anayasa Mahkemesi tarafından vurgulanmıştır.
Ayrıca Anayasa Mahkemesi, basın mesleğine ilk girdiği tarihten itibaren öngörülen beş yılın dolmasıyla kıdem tazminatına hak kazanan ve söz konusu tazminatı alarak önceki dönemi tasfiye eden basın işçisi yönünden çalışacağı işyerlerinde geçen süreler için alacağı kıdem tazminatının yeniden beş yıl üzerinden hesaplanması nedeniyle, basın işçileri aleyhine açık bir dengesizlik oluşturularak aşırı bir külfete neden olunduğu ve dolayısıyla farklı muamelenin ölçüsüz olduğunu vurgulamıştır. Anayasa Mahkemesi, bu itibarla kuralın mülkiyet hakkı bağlamında eşitlik ilkesine aykırı olduğu sonucuna varmıştır.
Kıdem Tazminatının Hesaplanmasında Yıllık Hizmetin 6 Aydan Az Bir Kısmının Dikkate Alınmaması:
Yukarıda da belirtildiği üzere kıdem tazminatı, gazetecinin son aylık brüt maaşı üzerinden her hizmet yılı için bir aylık ücret şeklinde hesaplanır ve kısmi yıllar kısmi hesaplamaya tabi tutulur. Hal böyle olmakla beraber, Basın İş Kanunu'nun eski lafzı, yıllık hizmetin 6 aydan az kısmın dikkate alınmayacağını düzenlemekteydi.
Anayasa Mahkemesi bir kez daha, karşılaştırma yapmaya müsait durumda olan İş Kanunu’na tabi çalışanlar için bu tür bir düzenleme bulunmadığına ve kıdem tazminatı hesabında hizmet süresinin tamamının dikkate alındığına işaret etmiştir. Bu itibarla, belirli bir süreden az hizmet sürelerinin basın işçilerinin kıdem tazminatı hesabında gözetilmemesinin nesnel ve makul bir nedene dayanmadığı vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi, söz konusu kuralı mülkiyet hakkı yönünden eşitlik ilkesine aykırı bulmuştur.
Sonuç
Yukarıdaki açıklamalar kapsamında, Anayasa Mahkemesi, Basın İş Kanunu'nda kıdem tazminatının hesaplanmasında aranan 5 yıl hizmet şartı ile yıllık hizmetin 6 aydan az kısmının dikkate alınmamasına ilişkin hükmün iptaline karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi’nin kıdem tazminatı hakkını mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirerek karşılaştırma yapmaya müsait durumda olan çalışanlar arasında eşitlik ilkesini sağlamayı amaçlayan bir yaklaşım benimsediği görülmektedir.
Günce Güneş Ceylan ve Aslı Naz Güze'e katkılarından dolayı teşekkür ederiz.