Geçtiğimiz günlerde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”) tarafından günümüzün en büyük internet topluluklarından birisi olan Ekşi Sözlük’e erişimin engellenmesi kararı verildi. Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile erişim engeli kaldırılsa da, söz konusu karara yapılan itiraz neticesinde, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği itirazı kabul ederek erişim engeli getirilmesine ilişkin kararı kesinleştirmiş oldu.
Ekşi Sözlük’e erişim engeli getirilmesi hakkındaki kararın kesinleşmesi ile birlikte, Ekşi Sözlük yönetiminin Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapması bekleniyor. Ekşi Sözlük hakkında verilen erişimin engellenmesi kararının ifade özgürlüğünü ihlal eder nitelikte olup olmadığı ise Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilecek.
Ekşi Sözlük, katılımcı yazarların bazı sözcük, kavramlar, olaylar ve olgular üzerine düşüncelerini yazdığı ve bunların sözlük tarzında sıralanarak ziyaretçilere sunulduğu bir internet platformudur. Türkiye’nin en çok takip edilen internet platformlarından biri olan Ekşi Sözlük, yıllar içerisinde bilginin yanı sıra toplumsal ölçekte etkili olan pek çok olayın gündeme alınarak yorumlanmasına aracılık etmek suretiyle kendine özgü bir kültür oluşturmuştur. Platforma üye olan kişilerin gerçek kimliklerini ortaya koymaksızın rumuz ile içerik oluşturmaları, gerçek hayata göre daha rahat ve özgür davranmalarına, toplumsal kimliklerinden sıyrılmalarına olanak vermiştir. Bu özelliği nedeniyle de, toplumunun önemli kesimi tarafından bir bilgi kaynağı olarak görülmekte, diğer yandan paylaşılan içerikler bakımından farklı kesimlerince de eleştirilen bir platformdur.
Ekşi Sözlük yönetimi tarafından yapılan basın açıklamasında, erişimin engellenmesi kararının gerekçesi olarak, Ekşi Sözlük yazarları tarafından kamuoyuna yanlış bilgiler verilmesi, toplumun yönlendirilmeye çalışılması, her ne kadar sulh ceza hakimlikleri tarafından verilen içerik bazlı erişim engelleme kararları Ekşi Sözlük yönetimi tarafından yerine getirilse de bu süre zarfında toplumun doğru bilgiye ulaşamadığından bahisle kamu düzeninin etkilenmesi, özellikle deprem sonrasında askeriye ve devlet kurumları hakkında gerçek olmayan bilgiler verilmesi, toplumun yönlendirilmeye ve devletin aciz halinde gösterilmeye çalışılması, toplum kesimleri arasında kargaşa ortamının yaratıllmasını amaçlayan paylaşımlar olduğunun tespiti ile site yöneticileri tarafından yanlış ve iftira boyutunda olan yazılara gerekli reaksiyonun gösterilmemesi, iç denetiminin sağlanmaması, zararlı paylaşımların ve yorumların Ekşi Sözlük yönetimi tarafından engellenmemesi olarak belirtilmiştir. Yapılan açıklamada ilk dikkat çeken husus, erişimin engellenmesi kararına gerekçe olarak spesifik içeriklerin gösterilmemiş olduğudur.
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un (“5651 sayılı Kanun”) 8/A maddesi uyarınca, yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebeplerinden bir veya bir kaçına bağlı olarak hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ilgili bakanlığın talebiyle BTK Başkanı içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi tedbirine karar verebilmektedir.
Kararın alınmasından sonraki 24 saat içerisinde söz konusu karar sulh ceza hakiminin onayına sunulmalıdır. Söz konusu yasal düzenlemeye göre, deprem sonrasında askeriye ve devlet kurumları hakkında gerçek olmayan bilgiler verilmesi, toplumun yönlendirilmeye ve devletin aciz halinde gösterilmeye çalışılması, toplum kesimleri arasında kargaşa ortamının çıkartılmasına dair iddiaları barındıran Ekşi Sözlük platformunun, milli güvenlik ve kamu düzenini bozacağı düşünülerek BTK tarafından bu yol tercih edilmiştir. Ancak böylesi bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesine ihtiyaç olduğu da açıktır.
Anayasa Mahkemesi kararlarında açıkça ifade edildiği üzere, demokratik toplum düzeninin gerekleri kavramı; ifade özgürlüğü üzerindeki sınırlamaların zorunlu ya da istisnai tedbir niteliğinde olmasını, başvurulabilecek en son çare ya da alınabilecek en son önlem olarak kendini göstermesini gerektirmektedir. Demokratik toplum düzeninin gereklerinden olma, bir sınırlamanın demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olmasını ifade eder. Buna göre bir temel hak ve özgürlüğü sınırlandıran bir tedbirin, gerçekten bir toplumsal ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı ya da başvurulabilecek son çare niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmelidir. Eğer bu değerlendirme neticesinde aksi bir kanaate varılıyor ise, uygulanan tedbirin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir tedbir olarak değerlendirilemeyeceği açıktır.
Erişimin engellenmesi yönünde bir karar verilirken, bu uygulamanın gecikmesinde sakınca bulunan hallere özgü olarak kullanılması gereken istisnai bir uygulama olduğu bilinciyle hareket edilerek hassasiyetle konunun ele alınması beklenmektedir. Ancak Ekşi Sözlük hakkında verilen erişim engeli kararında, gecikmesinde sakınca bulunan bir durumun varlığı net bir şekilde ortaya konulmamış ve bu durumun millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması sebepleriyle arasındaki ilişki tam olarak ortaya konulmamış ve bu müdahaleyi haklı kılacak somut herhangi bir gerekçe gösterilmemiştir. Paylaşılan içeriklerin siteye erişimin tamamen engellenmesini haklı kılacak kadar vahim nitelikte olduğu ortaya konulmadığı, ilgili içeriklerin kaldırılması yoluna gidilmediği ve bu yollar tüketilmediği sürece, ifade özgürlüğü bakımından müdahalenin sürekli nitelik kazanacağı ve orantılı bir müdahale olmayacağı kuşkusuzdur.
Günümüzde internetin ifade özgürlüğü kapsamındaki önemine karşılık, internet ortamında üretilen içeriklerin bir kısmının bireysel ve toplumsal açıdan riskler barındırdığı da bir gerçek olmakla birlikte, bu risklerle mücadelede tek başına erişime yönelik kısıtlamalar ile başarılı olunmasının mümkün olmayacağı, erişim engellemeyle elde edilmesi beklenen sonuca başkaca yollarla ulaşılabilmesi mümkün görülebiliyorsa, temel hak ve özgürlüklerin korunması bağlamında öncelikle alternatif yolların denenmesi, demokratik bir toplumun gereğidir.