Non-Fungible Token (NFT) ve Marka İlişkisi

2021 yılının başından itibaren sıklıkla duyduğumuz Non-Fungible Token’lar (NFT) blockchain (blokzincir) teknolojisini kullanan ve çoğunlukla Ethereum blokzincir yapısında işletilen dijital varlıklardır. NFT’ler müzik, sanat, GIF’ler, sanal oyun öğeleri, videolar, karikatürler gibi gerçek dünyadaki somut birçok nesneyi temsil eden dijital değiştirilemez ve dönüştürülemez tokenlardır. NFT, teknik anlamda varlığın kendisi olmayıp, Token ID ve sözleşme adresinin birleşiminden oluşan özgün kombinasyonu içerir metaveri dosyasıdır.

NFT’ler, kullandığı blokzincir teknolojisi sayesinde dijital bir sertifika/bir kayıt defteri gibi fonksiyon göstermesi, böylece işlem güvenliği sağlaması, işlemlerin dijital ortamda herhangi bir merkezi idare olmaksızın ve hızlı yürütülmesine imkan sağlaması ve elde edilen gelirlerin yüksekliği bakımından sıkça tercih edilmektedir.

NFT satın alanların ise koleksiyon yapma mantığı ile biricik olan dijital varlığa sahip olmak ve yatırım aracı olarak kullanmak için NFT satın aldıklarını söylemek mümkündür.

NFT’ler hemen her alanda olduğu gibi marka alanında da kendine yer edinmeye başlamıştır. Nitekim, son zamanlarda başvuru sahiplerinin markalarını tescil ettirmek istediği ilgili mal ve hizmet sınıflarına NFT'leri eklemeye başladığını görmekteyiz. Örneğin; McDonalds yeni yapmış olduğu marka başvurusunun kapsamına “sanat eseri, metin, ses ve video dosyaları ve NFT içeren indirebilir multimedya dosyaları” mallarını eklemiştir.[1]

Bunun yanı sıra, birçok şirket, NFT’ler bakımından yükselen talepleri karşılamak ve dijital pazar ve sanal evrenlerde (metaverse) ticari faaliyet gösterebilmek için, markalarını taşıyan sanal ürünlerini NFT olarak satışa sunmaya başlamıştır.  Örneğin, Gucci[2] markalı çantalar NFT şeklinde oluşturulmuş , Burberry[3] markasının yer aldığı NFT’ler ise oyun içi öğeler olarak satılmıştır.

Marka sahipleri, blokzincire kaydedilen NFT’nin fiziksel ürünlerin kimliğini doğrulayan ve işlem güvenirliği sağlayan bir metaveri dosyası olması nedeniyle taklitle mücadele bakımından da  büyük bir rol oynayacaklarını düşünmektedir.[4]

Dolayısıyla NFT’ler marka sahipleri bakımından yeni bir pazar ve taklitle mücadele için güçlü bir araç olarak görülmeye başlanmıştır.

Öte yandan, hak sahibi olmayan kişiler tarafından, marka sahiplerinden izin alınmaksızın oluşturulan NFT’ler bakımından ise çeşitli uyuşmazlıkların ortaya çıkmaya başladığı da görülmektedir. 

Hermes ile Mason Rothschild arasında yaşanan uyuşmazlık bunlardan biridir.  Söz konusu uyuşmazlıkta Mason Rothschild,  Hermes’in dünyaca ünlü Birkin çantalarını, bu konuda yetkisi ve izni olmamasına rağmen NFT’ye dönüştürüp “MetaBirkins” adıyla OpenSea isimli satış platformunda satışa sunmuştur.[5] Hermes, ilgili kullanımlara karşı sessiz kalmamış, dünyaca ünlü Birkin markalarına dayanarak, marka hakkına tecavüz ve markanın sulandırılması gerekçeleriyle  Mason Rothschild’e karşı dava açmıştır.[6] İlgili dava henüz New York Federal Mahkemesi önünde derdesttir.

Benzer bir diğer uyuşmazlıkta ise, Nike , bir pazar yeri platformu olan StockX’e, satışa sunduğu NFT’lerin Nike ürünlerinin ismi ve görselleri ile ilişkilendirilmiş olması nedeniyle marka hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle dava açmıştır.[7] Nike, ürünlerinin NFT’ye dönüştürülmesi ile ilgili olarak StockX ile bir anlaşma yapmadığını, NFT’lerin Nike ile StockX arasında gerçekleşen bir işbirliği olarak anlaşılabileceğini bu durumun ürünlerin menşei bakımından yanıltıcı olabileceğini, Nike’ın marka haklarından haksız yarar sağlanabileceğini ve itibarının haksız surette zedelenebileceğini iddia etmettedir. [8]

Henüz süren bu davalardaki gelişmeler ilerleyen günlerde marka hukuku ve NFT’lerin ilişkisi, NFT’lerin fikri mülkiyet hakları bakımından ele alınışı ve mevcut fikri mülkiyet düzenlemelerinin henüz yasalarla düzenlenmemiş olan ve hızla gelişen bu teknolojiler bakımından nasıl uygulama alanı bulacağı konularında bizlere yol gösterecektir.

Türkiye’de ise henüz NFT ve marka hukuku kaynaklı bir uyuşmazlığa rastlanmamış olup, bu tür dijital varlıklara özgülenmiş herhangi bir yasal düzenleme de henüz oluşturulmamıştır. Ancak marka hakkı sahipleri Türkiye’de de dünya genelinde olduğu gibi, gelişen bu teknoloji bakımından stratejilerini nasıl oluşturacakları konusunda daha çok belirliliğe ihtiyaç duymaktadır. 

Bu kapsamda marka tescil başvuruları yapılırken, mal/hizmet listesi kapsamına NFT’lerin de dahil edilmesi bu yönde yaşanan belirsizlikleri ortadan kaldırabilir ve marka korumasını açıkça bu türden varlıklar üzerinde de uygulanabilir kılabilir.

Bunun yanı sıra, henüz bu türden dijital varlıklar için yasal düzenlemelerin yapılmamış olduğu mevcut durumda, en azından marka hakkını konu edinecek sözleşmeler ve hukuki işlemler bakımından, bu dijital varlıkların da devir, lisans ve diğer işlemlerde dikkate alınması ve kapsama açıkça dahil edilmesi faydalı olabilecektir.

[1] https://hypebeast.com/2022/2/mcdonalds-trademark-applications-enter-the-metaverse-nft-announcement
[2] https://www.artnews.com/art-news/market/gucci-nft-auction-christies-1234594632/
[3] https://www.coindesk.com/markets/2021/08/04/british-fashion-brand-burberry-releases-first-nfts/
[4] https://www.inta.org/perspectives/nfts-brands-and-the-metaverse/
[5]  https://www.thefashionlaw.com/hermes-names-metabirkins-creator-in-trademark-lawsuit/
[6] https://www.jdsupra.com/legalnews/outcome-of-hermes-claim-against-5484924/
[7] https://www.theverge.com/2022/2/10/22925252/nike-stockx-shoe-lawsuit-vault-nft-trademark-infringement
[8] https://www.retail-insight-network.com/news/nike-stockx-lawsuit/

Dünya Gazetesi bu içeriği 08 Nisan 2022 tarihinde yayınlamıştır.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.