Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 21.12.2022 tarihli ve 2021/5302 E., 2022/9311 K. sayılı kararında bölge adliye mahkemesinin, davacının 44. sınıfta kullanımını ispat edemediği “M...” markasının, davaya konu yeniden tescil ettirilmek istenen “M...” marka başvurusu açısından davacıya müktesep hak kazandırdığının değerlendirilemeyeceği yönündeki kararını onamıştır.
07 Haziran 2013 tarihinde, “M...” markasının 01. sınıftan 45. sınıfa kadar tüm sınıflar bakımından tescili için marka başvurusunda bulunulmuştur.
Marka başvurusunun Resmi Marka Bülteni'nde yayımlanmasının ardından, çeşitli “M...” unsurlu markaların sahibi olan itiraz sahibi, bu markalarına dayanarak söz konusu marka başvurusunun tümden reddini talep etmiştir.
Türk Patent ve Marka Kurumu (“TÜRKPATENT”) Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (“YİDK”) kararında, marka başvurusunun, başvuru sahibinin "M..." ibareli markalarından biri ile karıştırılma ihtimali yarattığı gerekçesiyle, 44. sınıftaki "Tıbbi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri. Veterinerlik ve hayvancılıkla ilgili hizmetler. Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler" bakımından kısmen reddine karar vermiştir.
Başvuru sahibi, işbu karara karşı karar iptal davası açarak; diğer iddialarının yanı sıra, “M...” ibareli, 44. sınıfta yer alan hizmetleri de kapsayan önceki tarihli bir marka tescilinin bulunduğunu; dolayısıyla önceki tarihli marka tescilinin de işbu marka başvurusu yönünden kendisine müktesep hak sağladığını ileri sürerek TÜRKPATENT YİDK'nın ilgili kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı savunmasında, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi koşullarının oluştuğunu, davacı “M...” markasını kullanmadığından bu markanın davaya konu marka başvurusu bakımından davacıya müktesep hak kazandırmadığını iddia ederek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, diğerlerinin yanı sıra, davaya konu “M...” marka başvurusunun davacının 44. sınıftaki hizmetleri içeren “M...” markasının kapsamındaki 44. sınıf hizmetleri bakımından seri marka mahiyetinde olduğunu, davacının önceki tarihli markasının “M...” ibaresini aynen içerdiğini, davacının son marka başvurusunun önceki markasının kapsamında yer alan ve aynı zamanda dava konusu 44. sınıf hizmetleri aynen içerdiğini dikkate alarak; “M...” markasının kullanmama nedeniyle iptali istemiyle açılan davanın da 556 sayılı KHK'nın 14. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali üzerine, artık davalı tarafından ileri sürülen “davacının “M...” markasını kullanmaması nedeniyle davaya konu marka tescilini gerçekleştirdiği” yönündeki iddia ve savunmanın kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davacının müktesep hak iddialarının kabulüne ve TÜRKPATENT YİDK'nın ilgili kararının iptaline karar vermiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı TÜRKPATENT vekili ile davalı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesi, davaya konu “M...” marka başvurusu ile kısmi redde gerekçe “M...” ibareli marka arasında, 44. sınıf hizmetler yönünden karıştırılma ihtimali bulunduğunu ve davacının “M...” markasının 44. sınıftaki kullanımını ispat edemediğini değerlendirerek; “M...” markasının davaya konu başvuru açısından davacıya müktesep hak kazandırmadığı gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp davanın reddine karar vermiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de bu kararı 21.12.2022 tarihli ve 2021/5302 E., 2022/9311 K. sayılı kararı ile onamıştır.
Yargıtayın kararı, müktesep hak değerlendirmesinde dikkate alınması gereken unsurlardan birinin de müktesep hakka dayanak markanın kullanımı olması gerektiğini göstermekte ve marka sahipleri açısından da sadece marka tesciline sahip olmanın değil, müktesep hakka dayanak olarak gösterilen markanın kullanımının önemine ışık tutmaktadır.
Söz konusu karar, marka sahiplerine itiraz ya da dava süreçlerinde olumsuz sonuçlarla karşılaşmamak için hangi marka(lar)ın müktesep hakka dayanak teşkil edebileceğine ilişkin değerlendirmeleri için yol göstericidir.