Patent Trollerine Karşı Patent Hakkının İleri Sürülmesinin Önlenmesine İlişkin İhtiyati Tedbir Kararları

AR-GE ve inovasyonun teşvik edilmesinin bel kemiği olan patent ve faydalı model hakkı, sahiplerine rakipleri karşısında önemli bir avantaj sağlamakta ve belirli süreli bir mutlak hak tanımaktadır. Bununla birlikte, her sistemde olduğu gibi, patent ve faydalı model ekosisteminde de bu hakları, rakipleri üzerinde baskı kurmak amacıyla, sistemin amacına ve ruhuna aykırı şekilde kullanan oyuncular bulunmaktadır. Tekniğe bir katkı sağlamaksızın genellikle sistemdeki boşluklardan yararlanarak patent/faydalı model tescilleri elde eden ve bunları rakiplerine karşı ileri sürerek kâr elde etmek ve rakipleri üzerine baskı kurmak için çalışan bu oyunculara Patent Trolleri de denmektedir.

Patent trolleri karşısında, şirketlerin ticari faaliyetlerini yürütmekte ve müşterilerine karşı ticari itibarlarını korumakta zorlandığı durumlarda, usul hukukumuz ile öngörülen bazı gereçler ile hakkın aleyhinde ileri sürüldüğü tarafa hareket alanları sağlanması mümkündür. Bu gereçlerden en önemlisi ise hiç tartışmasız ihtiyati tedbir başvurularıdır. Uyuşmazlığın türüne göre farklı türdeki ihtiyati tedbir başvuruları olmakla birlikte, bu gibi durumlarda en çok uygulama alanı bulan ihtiyati tedbir başvurusu faydalı model ya da patent tescilinden ya da başvurusundan doğan hakların ileri sürülmesinin engellenmesi yönündeki ihtiyati tedbir başvurularıdır.

Hiç şüphesiz ki yapılacak olan ihtiyati tedbir başvurularının kapsamı ve zamanı, hangi mahkeme nezdinde ve ne zaman ileri sürülmesi gerektiği, somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Ancak emsal teşkil eden dosyalarda verilen mahkeme kararları, patent ve faydalı model trollerinin stratejilerini boşa çıkarır neticeler sağlamaktadır.

Örneğin yakın zamanda kesinleşen bir mahkeme kararında, tekstil baskı alanında bilinen bir uygulamanın temel prensiplerini, faydalı model tescil sisteminin kapsamlı bir yenilik araştırması yapmamasından yararlanarak, kendi adına tescil ettiren bir şirketin, rakiplerinin ticari faaliyetlerini önleme tehdidine ilişkin bir strateji geliştirilmiştir. Türkiye’de ticari faaliyetlerinin engellenmesinden ve ticari itibarının sarsılmasından endişelenen şirket adına ilgili faydalı modele karşı bir hükümsüzlük davası açılmış ve bu dava kapsamında faydalı modelden doğan hakların bu şirkete karşı ileri sürülmesinin önlenmesi talep edilmiştir. Bu dosyada İlk Derece Mahkemesi; esas hakkında bilirkişi raporu aldıktan sonra, hakkın ileri sürülmesinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebini kabul etmiştir.

Benzer bir mahkeme kararında kötü niyetli bir şirket tarafından yine tekstil alanında bilinen bir uygulamanın faydalı model ile tescil edilmesi üzerine, rakip firmalar, faydalı model sahibinin yoğun lisans talepleri ile karşılaşmış ve Türkiye’de ticari faaliyetlerini sürdürmek açısından tereddütler yaşamıştır.  Burada da rakip şirket adına, faydalı model sahibine karşı bir menfi tespit davası açılarak, bu dava içinde benzer bir ihtiyati tedbir kararı alınmıştır. Bu emsalde ilk derece mahkemesi, dava dilekçesinde yer verilen ihlal olmadığına dair açıklamaları yeterli bularak, esas hakkında bilirkişi incelemesi dahi yapmaksızın tedbir talebini kabul ederek haksızlığa uğrayan rakip şirkete hareket alanı sağlamıştır. Ayrıca belirtmek isteriz ki söz konusu tedbir kararı, İstinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.

Görüleceği üzere, usul hukuku ile tanınan bir hak olan ihtiyati tedbir başvuruları, ister fikri sınai hak sahibi için ister fikri sınai haktan dolayı bir tehdit altında olan şirketler için, farklı stratejilerde farklı şekillerde kullanım alanı bulmaktadır. Özellikle, patent trolleri tarafından patent ve faydalı model tescil süreçlerindeki boşluklar sayesinde elde edilen mutlak haklara karşı doğru ve zamanında aksiyon alınması ve doğru stratejinin kurulması, uzun vadede şirketler için büyük önem taşımaktadır.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.