Son yıllarda patent sahiplerinin açtığı patente tecavüz davalarına karşı taktiksel amaçlarla açılan patent hükümsüzlük davaları, patente tecavüz eden tarafların sıkça başvurduğu bir stratejiye dönüşmüştür. Bu strateji ile açılan davalarda hükümsüzlük iddiaları sağlam bir temele dayanmasa bile patent sahibinin 20 yıllık sınırlı koruma süresi içinde patentini düzgün bir şekilde kullanamamasına ve bu yüzden zarar görmesine yol açmaktadır.
Patente Tecavüz Davasına Karşı Açılan Hükümsüzlük Davası
İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri (“Mahkeme”) nezdinde görülmekte olan bir patente tecavüz davasında, davalı şirket bu stratejiye başvurmuştur. Bu kapsamda kendisine karşı patent tecavüzü açılan davalı patente tecavüz etmediğini ve patentin hükümsüz kılınması gerektiğini belirten birkaç paragraflık oldukça kısa bir savunma ve karşı dava ile davaya cevap vermiştir ve ancak savunma dilekçesinde hükümsüzlük talebi bakımından herhangi bir gerekçe veya delile yer vermemiştir.
Benzer durumlarda, patent tecavüzü açısından kendisini tehdit altında hisseden taraflarca söz konusu patente karşı açılan hükümsüzlük davaları, hükümsüzlük talep eden taraf somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmese dahi, Mahkemelerce görülmekte; tarafların somutlaştırma yükümlülüğü adeta Mahkeme ve bilirkişi heyetince üstlenilmektedir.
Oysa Hukuk Muhakemesi Kanunu uyarınca dayandıkları olguları kanıtlanabilir bir şekilde somutlaştırma; hangi vakanın hangi delil ile kanıtlanacağını ortaya koyma taraflara yüklenmiştir. Bu nedenle de hükümsüzlük iddiasını somutlaştırmadan ileri sürülen hükümsüzlük iddiaları üzerinden hükümsüzlük değerlendirmesi yapmak usulen mümkün olmamalıdır.
Somutlaştırma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi
İşbu yazıya konu davada, taktiksel olarak açılmış hükümsüzlük davasıyla karşı karşıya kalan davacı – karşı davalı yan, diğer tarafın hükümsüzlük talebindeki usûli eksiklikleri üzerine yoğunlaştığı bir savunmada bulunarak, açılan stratejik hükümsüzlük davasının reddini sağlamıştır.
Davacı – karşı davalı yan gerekçesiz hükümsüzlük iddialarına karşı, yalnızca patent hükümsüzlüğünün talep edilmesinin hükümsüzlük davasını somutlaştırılmak anlamına gelmediği, davalı – karşı davacı tarafın somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediği hususlarının ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. Akabinde davacı – karşı davalı, Mahkemenin hükümsüzlük davasının asıl tecavüz davasından ayrılmasına karar vermesini ve tefrik edilmiş hükümsüzlük davasını somutlaştırılması için davalı-karşı davacıya kesin süre vermesini talep etmiştir.
Mahkeme davacı- karşı davalının usuli itirazlarını dikkate alarak, hükümsüzlük davasını asıl tecavüz davasından tefrik edilmesine ve davalı –karşı davacı ya davasını somutlaştırması için kesin süre verilmesine karar vermiştir. Davalı- karşı yanın, verilen süre içerisinde hükümsüzlük davasının somutlaştırılmaması üzerine ise, tefrik edilen hükümsüzlük davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın Önemi
Mahkemenin bu kararı, davanın somutlaştırılması yükünü mahkemeye yükleyen ve yargı makamını gereksiz bir iş yükü altında bırakarak, meşru veya haklı bir sebep olmaksızın patent hakkı sahibinin tecavüz davasına karşı açılan taktiksel hükümsüzlük davalarının önlenmesi açısından son derece önemli bir karardır.