Tasarımların Ayırt Edicilik Değerlendirmesinde Bilgilenmiş Kullanıcı ve Seçenek Özgürlüğünün Rolü

Makaleler -

Tasarım hukuku bir ürünün görünümünü koruma imkanı  sağlamaktadır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) uyarınca bir tasarımın korunabilmesi için o tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması gerekmektedir. SMK madde 56 kapsamında, bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olup olmadığının değerlendirmesinde, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde bıraktığı genel izlenim ve tasarımcının tasarımı meydana getirirken sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınmalıdır. SMK’da bilgilenmiş kullanıcı ve seçenek özgürlüğü derecesi ifadelerine yer verilmiş olmakla beraber, bunların tanımları kanunda yer almamaktadır. Dolayısıyla, söz konusu kavramların tanımı ve tasarım uyuşmazlıklarında nasıl uygulanacağı uygulamada tartışmalara sebep olabilmektedir.

Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından 2021 yılında verilen 2019/72 E. ve 2020/282K. sayılı kararda  bilgilenmiş kullanıcı ve seçenek özgürlüğü derecesi kavramları ve bunların tasarımın ayırt ediciliğine olan etkisi detaylı olarak değerlendirilmiştir.

Mahkeme söz konusu kararında, bilgilenmiş kullanıcı kavramını, tasarımı kullanarak ve deneyimleyerek bilgi edinmiş kişi olarak tanımlamıştır. Anılan kararın devamında ise, bilgilenmiş kullanıcıların uzman olmadığı, ancak müşteri veya nihai kullanıcı statüsünde oldukları, bu nedenle de somut uyuşmazlık özelinde, bilgilenmiş kullanıcının kim olduğunun belirlenmesi gerektiği hususuna vurgu yapılmıştır.

Söz konusu dava, dünya çapında su kaydırakları tasarımı alanında lider şirketlerden biri olan Proslide Technology A.Ş.(“Proslide”)’nin bir tasarımına karşı ikame edilmiş ve yapılan yargılama sonucunda Proslide’ın tasarımları yeni ve ayırt edici bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme, söz konusu dava kapsamında, bilgilenmiş kullanıcının, kaydırağın teknik özellikleri ile ilgilenmeyen pasif kullanıcılardan ziyade, kaydırağın seçiminde veya işletilmesinde rol oynayan yönetici veya teknisyenler olabileceğine dikkat çekmiştir. Bu husustaki kararının devamında ise, bilgilenmiş kullanıcının, söz konusu kaydırakları almaya karar vermiş kişilerden veya ilgili tesislerde kaydırağın bakımı için görevlendirilmiş personelden oluşabileceği belirtilmiştir. İlgili mahkeme ayrıca, bilgilenmiş kullanıcıların, büyük yatırım gerektiren konularda detaylı şekilde araştırma yaparak, dikkatli şekilde hareket edecek kişilerden oluştuğu ve ayrıca söz konusu kişilerin, sadece eğlenmek amacıyla kaydırağa binen olağan kullanıcılardan daha yüksek farkındalık seviyesine sahip olduklarının altını çizmiştir. Sonuç itibariyle, bilgilenmiş kullanıcı ifadesinden ne anlaşılması gerektiği işbu kaydırak tasarımına ilişkin dava kapsamında oldukça net bir şekilde ortaya konmuştur.

Benzer şekilde, Mahkeme seçenek özgürlüğü derecesini de detaylı şekilde incelemiş, seçenek özgürlüğünü, tasarımcıya tasarımına ayırt edicilik sağlaması için serbest hareket alanının bulunması olarak tanımlamış ve seçenek özgürlüğünün derecesinin nesnel olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve dolayısıyla bu hususun kişiden kişiye değişkenlik gösteremeyeceğini vurgulamıştır.

Somut uyuşmazlık kapsamında, tüm su kaydıraklarının farklı yaş gruplarından kişilerin sığabileceği boyutta, sürtünmeyi azaltacak nitelikte bir yüzeye sahip olacak şekilde, uzun olabilmesi ve dönüşler yapılabilmesi için eklemlerle bağlanacak özellikte olması gibi birçok zorunlu unsurun varlığı karşısında, tasarımcının çok sınırlı seçenek özgürlüğüne sahip olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu kapsamda, Mahkeme, davaya konu su kaydırağı tasarımındaki ortak parça ve özellikleri dikkate almaksızın, tasarımın bu ortak ve zorunlu unsurları ve özellikleri dışında kalan bölümlerine odaklanarak, bilgilenmiş kullanıcılar açısından bir değerlendirme gerçekleştirmiş ve Proslide’ın dava konusu tasarımının ayırt edici niteliği haiz olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Mahkemelerin, bilgilenmiş kullanıcının belirlenmesi ve seçenek özgürlüğü derecesi hususunda açıklamış olduğumuz yaklaşımı benimsemiş olması, tasarımcıların seçenek özgürlüğünün kısıtlı olduğu alanlarda yeni tasarımlar oluşturmasının ve bu tasarımların tescilinin önünü açacaktır.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.