Türk Patent Ve Marka Kurumu Nezdinde Markalarin Kapsamındaki Mal Ve Hizmetlerin Sınırlandırılması Uygulaması

ÖZ

Mal ve hizmet listesinin sınırlandırılması noktasında ulusal marka başvuruları ile uluslararası marka başvuruları bağlamında TÜRKPATENT uygulamasında farklılıklar olduğu gözlemlenmektedir. Uluslararası marka başvurularında marka sahipleri markalarının kapsamlarını daha sınırlı ve faaliyet alanlarına özgülemek suretiyle çok spesifik mal/hizmetler için başvurular yapmakta ve markalar bu hali ile TÜRKPATENT tarafından uygun görülmekte iken; yerel başvurularda gerek başvuru aşamasında gerek daha sonra yapılan sınırlandırma taleplerinin daha sıkı şartlara tabi tutularak ve daha dar yorumlandığı ve sıklıkla reddedildiği görülmektedir. Nitekim TÜRKPATENT, marka sahiplerinin yoğunlukla faydalandığı ve emtia listelerini belirlediği Nice Sınıflandırmasını güncel tutmak noktasında da yavaş kalmaktadır. Sınırlandırma konusundaki katı yorumun altında yatan sebeplerden birinin de bu olduğu kanaatindeyiz.

Anahtar Kelimeler: Sınırlandırma, Mal ve Hizmet, TÜRKPATENT, Nice Sınıflandırması, Ulusal Başvuru, Uluslararası Başvuru, Marka

ABSTRACT

It is seen that there are differences in the implementation of the Turkish Trademark Office in the context of national trademark applications and international trademark applications at the point of limitation of the goods and services list. Regarding international trademark applications, trademark owners file applications for very specific goods/services by limiting the scope of their trademarks to their activity fields and while the referred trademarks are deemed appropriate by the Turkish Trademark Office; in local applications, it is seen that the limitation requests made both at the application stage and later are subjected to stricter conditions and interpreted more narrowly and are often rejected. As a matter of fact, the Turkish Trademark Office is also slowmoving / unrushed to keep up to date the Nice Classification, which trademark owners heavily benefit from and determine the goods and services lists. We believe that this is one of the reasons underlying the strict interpretation of the limitation requests.

Keywords: Limitation, Goods and Services, Turkish Patent and Trademark Office, Nice Classification, National Application, International Application, Trademark

Markalar tescil başvurusuna konu edilirken, başvuru ister ulusal ister uluslararası nitelikte olsun, başvurunun kapsamı belirli mallar/hizmetlere özgülenmiştir. Nice sınıflandırması1 sayesinde markaların tescilinde kullanılması amacıyla mallar ve hizmetler sınıflandırılmıştır.

Bilindiği üzere, Nice sınıflandırması, uluslararası bir sınıflandırmadır. Nice sınıflandırmasında mallar ve hizmetler 01-45 arası sınıfların altında belirtilecek şekilde gruplandırılmıştır.

Yukarıda açıklanan bu iki tescil imkânı ile Türk Patent ve Marka Kurumu’nun (“TÜRKPATENT”) siciline hem ulusal hem de uluslararası başvuruların, Nice sınıflandırmasıyla belirlenen mal ve hizmet sınıfları üzerinde, tescil edilmesi mümkün olmaktadır. Bilindiği üzere marka, teşebbüslerin kullandıkları malların ve/veya sundukları hizmetin piyasada bulunan diğer teşebbüslerden ayırt edilmesini sağlamaktadır. Bu kapsamda teşebbüsler markalarını spesifik olarak hizmet ettikleri alana özgülemek ve/veya kendi markasının kapsamındaki mal ve hizmetleri uyuşmazlık yaşaması ihtimali olan markanın kapsamında yer alan mal ve hizmetlerden farklılaştırmak gibi yöntemler seçmek suretiyle olası uyuşmazlıkların önüne geçmeye çalışabilmektedir. Diğer bir deyişle, teşebbüsler markalarının kapsamlarını “sınırlandırmak” suretiyle bir diğer teşebbüsün markasından ve faaliyet alanından uzaklaşmayı ve dolayısıyla olası bir karıştırılma ihtimalini bertaraf etmeyi ve piyasada bir arada var olmayı hedefleyebilmektedir.

Buna karşın, Kurum, WIPO üzerinden kendisine iletilen uluslararası marka başvuruları bakımından, markaların tescil aradığı mal/hizmet sınıflarının sınırlandırılmasını ve markaların oldukça spesifik mallar/hizmetler üzerinde tescil edilebilmesini mümkün kılarken, aynı imkânı ulusal marka başvurularına tanımayabildiği görülmektedir.

Örneğin Kurumun Şubat 2022 tarihli bir kararında “6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu ve Sınaî Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 22, 23 ve 136. maddeleri çerçevesinde incelenmesi sonucunda marka emtialarının sonuna ‘Sayılan malların tümü münhasıran okul ve müfredata yönelik eğitim maksadı ile ilgili olmak üzere’ ibaresinin eklenmesi talep edildiği tespit edilmiştir. Emtia sınırlandırmanın temel amacı itilaf ya da benzerlik nedeniyle iki marka arasında iltibası önlemek adına; iltibas yaratabilecek mal ya da hizmetlerde kısıtlamaya gidilmesidir. Talebiniz üzerine yapılan incelemede yukarda sözü gecen ibarenin marka başvurusu emtia listesinin üzerinde sınırlandırma şeklinde olmadığı açıklama mahiyetinde olduğu ayrıca emtianın nasıl kullanılacağının üretenin değil satın alanın insiyatifinde olduğu dolayısıyla marka emtiası üzerinde sınırlandırma sonucu doğurmadığı tespit edilmiştir. Marka emtiasına genel ifadeler eklenerek tüm emtia üzerinde eklenme şeklinde sınırlandırma yapılamaz.” demek suretiyle Kurum, başvuru sahibinin markası nezdinde tescil aradığı malları ve hizmetleri sınırlandırma talebini, başvuru sahibinin iki marka arasındaki iltibası önleme amacıyla bir sınırlandırma talep etmediğini, bu sınırlandırmanın bir açıklama mahiyetinde olduğunu ve emtianın nasıl kullanılacağı hususunun üreticinin değil satın alanın inisiyatifinde olduğunu gerekçe göstererek reddetmiştir. Ancak esasen tescil noktasında bir emtiayı üreticinin ne amaçla ürettiği ve tüketicinin ne amaçla satın aldığı ve/veya kullandığı fark etmeksizin başvuru sahibinin ilgili markayı nasıl tescil ettirmek istediği önemlidir. Emtianın nasıl kullanılacağı hususunun üreticinin değil satın alanın inisiyatifinde olmakla birlikte bu durumun markanın nasıl tescil ettirildiği ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. Gerçekten bir markanın “çikolataları muhafaza etmek için kullanılmak üzere kutu” emtiası üzerinde tescilli olduğu ve içine çikolataların konularak satışa sunulduğu bir kutu ürünü olarak kullanıldığı durumda tüketicinin o kutu çikolatayı satın alarak kutuyu kalemlik olarak kullanması hali bu duruma örnektedir (ki bu gibi örneklerin sayısı oldukça fazladır). Markanın sınırlandırılması tüketiciye yönelik bir işlem değil marka sahibine yönelik bir işlem olup, marka sahibinin o emtiayı yalnızca neye yönelik olarak üreteceğini sınırlamaktadır. Yukarıda bahsi geçen karar Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından verildiğinden ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) madde 20 uyarınca Kurum tarafından SMK kapsamında alınan kararlardan zarar gören tarafların, kararlara karşı Kurum nezdinde itiraz edebileceği düzenlendiğinden, bahsi geçen karara karşı itirazda bulunulmuş olup, itiraz halen YİDD nezdinde inceleme aşamasındadır. Karara itirazda taraflarca imzalanan sulh sözleşmeyi ve tarafların – özellikle sınırlandırma talebinde bulunan marka sahibinin – iradesi açıklanmıştır.

Yine, Kurumun 2021 yılında vermiş olduğu bir kararında da, Kurum, “marka emtialarının sonuna YUKARIDA BELİRTİLEN HİZMETLERİN HİÇBİRİ; ERİŞİM KONTROL ÜRÜNLERİ, GÖRÜNTÜLÜ İNTERKOM ÜRÜNLERİ, SESLİ İNTERKOM ÜRÜNLERİ, GÖZETİM ÜRÜNLERİ, DİJİTAL KAMERALAR, AĞ KAMERALARI, WEB KAMERALARI VE IP KAMERALARI DAHİL ANCAK BUNLARLA SINIRLI OLMAMAK ÜZERE KAMERALAR, GÖRÜNTÜ ŞİFRELEYİCİLER, VİDEO ŞİFRE ÇÖZÜCÜLERİ, AĞ BELGE SUNUCULARI, BASKI SUNUCULARI, AĞ VİDEO ÜRÜNLERİ, RADARLAR, HOPARLÖRLER, MİKROFONLAR VE YUKARIDA BELİRTİLEN ÜRÜNLER İÇİN YAZILIM VE AKSESUARLAR İLE İLGİLİ DEĞİLDİR.’ ibaresinin eklenmesi talep edildiği tespit edilmiştir. Eşya sınırlandırmanın temel amacı itilaf ya da benzerlik nedeniyle iki marka arasında iltibası önlemek adına; iltibas yaratabilecek mal ya da hizmetlerde kısıtlamaya gidilmesidir. Talebiniz üzerine yapılan incelemede yukarda sözü geçen ibarenin marka başvurusu emtia listesinin tamamı ile ilişkili olmadığı, talep edilen emtiaların tamamını kısıtlamadığı görülmüştür. Dolayısıyla Marka emtiası üzerinde genel ifadelerle eklenme şeklinde sınırlandırma yapılamaz.” diyerek, başvuru sahibinin iki marka arasındaki iltibası önleme amacıyla bir sınırlandırma talep etmediğini ve genel ifadelerle eklenme şeklinde bir sınırlandırmaya gidemeyeceğini gerekçe göstererek başvuru sahibinin sınırlandırma talebini reddetmiştir.

Yukarıdaki Kurum kararlarıyla örneklendirildiği üzere, Kurum, ulusal marka başvurularında, başvuru sahiplerinin tescil aradıkları mal ve hizmet sınıfları üzerinde sınırlandırmaya gitmesine izin vermeyebilmektedir. TÜRKPATENT siciline hem ulusal hem de uluslararası başvuruların tescil edilebiliyor olması sebebiyle, uluslararası başvuruların tescil aradığı mal ve hizmet sınıflarının sınırlandırmaya konu olması mümkün olmaktayken, ulusal başvuruların tescil aradığı mal ve hizmet sınıfları sınırlandırma talebine konu teşkil edememektedir. Bu da iki tescil yolu arasında bir farklılık meydana getirmektedir.

Nitekim, Kurumun bahsi geçen kararlarının aksine, 12.08.2022 tarih ve 402 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde (“Bülten”) yayınlanan:

  • 2022/070940 sayılı (uluslararası) marka başvurusu incelendiğinde 05. sınıfta “Farmasötik müstahzarlar; dermatoloji alanında farmasötik müstahzarlar; cilt bakımı ile kullanım için farmasötik müstahzarlar; bağışıklıkla ilgili iltihaplı hastalıkların tedavisi için farmasötik müstahzarlar; atopik dermatit ve prurigo nodularis tedavisi için farmasötik müstahzarlar.2” mallarına özgülendiği,
  • 2022/018540 sayılı (uluslararası) marka başvurusunun 09. Sınıfta “…Tıbbi kullanım hariç hastalara ve/veya hastalardan ve/veya uzaktan kumandalara, kablosuz yükleme cihazlarına ve kontrol istasyonlarına gelen ve giden veri ve/veya enerjinin toplanması, alınması, gönderilmesi, depolanması, hazırlanması, kontrol edilmesi, analiz edilmesi ve işlenmesi için cihazlar, aletler ve cihazlar; veri, elektrik ve/veya enerjiyi ölçmek, almak, göndermek, kontrol etmek, aktarmak, hesaplamak, işlemek, kontrol etmek, sunmak ve analiz etmek için özellikle aktif tıbbi implantlar için yazılım; özellikle veri, elektrik ve/veya enerjiyi ölçmek, almak, göndermek, kontrol etmek, aktarmak, hesaplamak, işlemek, kontrol etmek, sunmak ve analiz etmek için yazılım; veri işleme ekipmanı ve bilgisayarlar.3” mallarına özgülendiği ve 44. sınıfta “…özellikle tıbbi bir durumu olan ve/veya aktif veya aktif olmayan bir implanta aday olan veya bu implantla ameliyat edilen kişilere yöneliktir.4” hizmetlerine özgülendiği,
  • 2022/071077 sayılı (uluslararası) marka başvurusunun 01. sınıfta “Yapıştırıcılar (ticari amaçlar için), özellikle plastik malzemeden yapılmış sabitleme, sızdırmazlık ve destek paspasları için.5” ve 16. sınıfta “Kağıt, karton ve bu malzemelerden yapılan eşyalar, yani basılı madde; ciltleme malzemeleri, fotoğraflar, kırtasiye malzemeleri, kırtasiye veya ev amaçlı yapıştırıcılar; ...6” mallarına özgülendiği, ve herhangi bir tescil engeline takılmadan yayına çıktıkları görülmektedir.

Bahsi geçen Kurum kararlarına konu sınırlandırma talebi ile paralel uluslararası marka başvurularının sınırlandırılması talepleri bakımından yapılan incelemede de,

  • 2019 12160 sayılı (uluslararası) marka tescilinin 16. sınıfta “Basılı malzeme; broşür; kitapçıklar; yer imleri; takvimler; kırtasiye; el kitapları; kağıt ağırlıkları; kalem kutuları; kalem ve kalem tutacakları; kalemler; süreli yayınlar; basılı yayınlar; yazı gereçleri, yazı malzemeleri; sayılan malların hiçbiri seyahat, ulaşım ve konaklama sektörleriyle ilgili değildir.7” malları bakımından sınırlandırma talebinin kabul edildiği,
  • 2021 109887 sayılı (uluslararası) marka tescilinin 09. sınıfta “Araç ve araç seyahatleri ile ilgili çeşitli verilerin kaydedilmesi ve toplanması ile ilgili araç sigorta hizmetlerine yönelik yazılımlar hariç olmak üzere, bankacılık ve finans hizmetleri alanlarında mali işler ve elektronik işlemlerde kullanılmak üzere bilgisayar yazılımları; taşıtlar ve taşıt yolculuğuna ilişkin çeşitli verilerin kaydedilmesi ve toplanmasına ilişkin taşıt sigortası hizmetlerine ilişkin kılavuzlar hariç bankacılık, sigortacılık ve diğer finansal hizmetler alanlarındaki bilgisayar yazılımları ve çevre birimleri ile ilgili elektronik formdaki kılavuzlar.8” malları ve 35. sınıfta “Yazılım ve dijital bankacılık ve finansal hizmetler alanlarında, reklam, pazarlama ve satış tanıtımı, işletme yönetimi hizmetleri, işletmecilik hizmetleri, ofis fonksiyonları, yukarıda belirtilen hizmetlerin taşıtlar ve taşıt seyahatleri ile ilgili çeşitli verilerin kaydedilmesi ve toplanması ile ilgili sigorta hizmetlerine yönelik hizmetler hariç bankacılık, sigorta ve diğer finansal hizmetler alanlarına ilişkindir;…9” hizmetleri bakımından sınırlandırma talebinin kabul edildiği görülmektedir.

Tüm bu örneklerden anlaşılacağı üzere Kurum ulusal başvurular bakımından sunulan “…… hariç” ya da “…. ile ilgili olmak üzere” şeklindeki sınırlandırma taleplerini reddetmişken, uluslararası başvurular bakımından sunulan “…… hariç” ya da “…. ile ilgili olmak üzere” şeklindeki sınırlandırma taleplerini kabul etmiştir. Dolayısıyla her iki örnekte de sınırlandırma üreticinin ilgili malı/hizmeti ne şekilde / neye yönelik olarak / ne ile sınırlı olacak şekilde üretebileceğini çizmeyi hedeflemesi-ne karşın ulusal başvurular bakımından aynı taleplerin reddinin sebebi anlaşılabilmiş değildir.

Yine Kurum bir marka başvurusuna karşı yapılan itiraz üzerine vermiş olduğu kararında, tarafların herhangi bir talebi bulunmadan baş-vurunun emtia listesini “ilgili X menşeinde üretilen mallar hariç olmak üzere” şeklinde re’sen düzenlemiş, diğer bir deyişle emtia listesini sınır-landırmış ve bu şekilde uyuşmazlığı sonuçlandırmak yoluna gitmiştir. Bu tür kararlara rağmen, başvuru sahibinin kendi talebiyle yaptığı sınır-landırmaların kabul edilmemesi ise, uygulamada çelişki yaratmaktadır.

Dolayısıyla yukarıda verilen tüm örneklerden ve Kurumun yine yukarıda yer verilen kararlarından da görülebildiği üzere, Kurum ulusla-rarası bir marka başvurusunun tescil aradığı mal ve hizmet sınıflarını sınırlandırabilmesine ve daha spesifik sınıflarda tescil edilebilmesine müsaade ettiği, ve hatta kendi kararlarında dahi yetkisi dahilinde olma-masına karşın emtia listelerini sınırlandırmak yoluna gittiği halde; ulusal bir marka başvurusu söz konusu olduğunda, tarafların – özellikle de tabii ki başvuru sahibinin - açık talebine rağmen, mal/hizmetlerin spesifik hale getirilmesine imkan vermemektedir. Bu durum da iki farklı yol ile TÜRKPATENT siciline tescil edilebilen markalar arasında bir ikilik ve eşitsizlik doğmasına yol açmış ve teşebbüslerin olası uyuşmazlıkların önüne geçmek için sıkça başvurduğu bir yolun önünü tıkamıştır. Gerçek-ten de yurtdışında yaygın olan sınırlı ve/veya spesifik hale getirilmiş başvuru kapsamı imkanının, ulusal başvurular bakımından, başvuru sa-hiplerinin taleplerine rağmen hangi sebeple izin verilmediği tam anlaşı-lamamış olmakla birlikte, bu durum hem uluslararası başvurulara tanı-nan uygulama bakımından bir farklılık yaratmakta, diğer yandan da ulu-sal başvuru söz konusu olduğunda, taraflar arasında anlaşma/uzlaşma ve birlikte var olma imkanını tamamen bertaraf etmektedir. Oysaki gerek hukuk gerek ceza alanındaki birtakım aksiyonlarda arabuluculuğun zo-runlu hale getirilmesi ve nitekim SMK’da da madde 19/4’te “Kurum gerekli görmesi hâlinde tarafları uzlaşmaya teşvik edebilir...” şeklinde bir düzenleme getirilmesi ile genel olarak tarafların öncelikle uzlaşmaya sevk edildiği görülmektedir. Ancak Kurum bu yöndeki çelişkili uygula-ması, katı bakış açısı ve sınırlandırma taleplerine ilişkin ret kararları ile uzlaşmanın sonuçlarının ortaya konmasının önüne geçmekte ve tarafların uyuşmazlıktan kurtulma imkanını kısıtlamaktadır.

Ulusal ve uluslararası marka başvurularının emtia listeleri ve bu emtia listelerinin sınırlandırılması noktasında ortaya çıkan bu farkın bir diğer sebebinin ise TÜRKPATENT’in Nice Sınıflandırmasını güncel tutmayışı olabileceği kanaatindeyiz. Örneğin WIPO neredeyse her yıl mal ve hizmet listelerine yeni ve güncel, günümüz ihtiyaçlarını gidere-cek şekilde, mal ve hizmetler ekleyerek güncel Nice Sınıflandırması ya-yınlarken TÜRKPATENT’in yayınlamış olduğu son/en güncel Nice Sı-nıflandırması 2015 yılına aittir. Gerçekten de örneğin WIPO’nun 2023 yılı için yayınladığı versiyonunda 09. sınıfta “blockchain teknolojisini kullanarak kripto varlık işlemlerini yönetmek için indirilebilir bilgisayar yazılımı 10”, “içecek hazırlamak için yapay zekaya sahip insansı robot-lar11”, “kullanıcı tanımlı insansı robotlar, yapılandırılmamış12”, “[NFT’ler] nitelikli fikri tapular tarafından onaylanmış indirilebilir diji-tal dosyalar13”, vs. gibi mallar Nice Sınıflandırmasına ilave edilmiş olup, günümüz ihtiyaçlarını gidermeye yönelik yenilikçi bir gelişimdir. Nitekim bu ihtiyacın TÜRKPATENT nezdinde tescilli markalar bakımından da ortaya çıktığını ancak Nice Sınıflandırması bu şekilde emtialar içermediğinden başvuru sahiplerinin bu ihtiyacı marka kapsamlarını spesifik bir şekilde düzenleyerek kendilerinin gidermeye çalıştığını görüyoruz. Örneğin NIKE INNOVATE CV adına tescilli 2022 004327 sayılı marka sanal dünya nezdindeki mal ve hizmetlere özgülenmiştir14.

Hızla gelişen ve değişen günümüz dünyasında ise 2015 yılında tanzim edilmiş ve yayınlamış bir Nice Sınıflandırmasının ihtiyaçları gideremeyeceği açık olup, marka sahiplerinin faaliyet alanlarını özgülemek için klasik Nice Sınıflandırmasının dışına çıkarak emtia listelerini belirleme ihtiyacı duymaları oldukça doğaldır. Bu yönelimin önünün mevcut dar uygulama ile kapatılması ise yerinde değildir.

Dahası, bu tür sınırlandırmalara imkân vermeyen kararlarla özel hukukun temel prensiplerinden taraf iradesi de yok sayılmaktadır. Nitekim, bu şekilde başvuru sahipleri markalarını yalnızca gerçekten ve ciddi olarak kullanacakları mallar ve hizmetler üzerinde tescil ettirebilecek ve bu da sicilin çok daha temiz ve güvenilir bir hale gelmesini ve markaların birlikte var olabilecekleri bir sicil oluşmasını sağlayacaktır. Kanımızca, başvuru sahiplerinin markalarını tescil ettirmek istedikleri mallar veya hizmetler üzerinde sınırlandırma yaparak markalarını yalnızca gerçekten kullanacakları spesifik mallar/hizmetler üzerinde tescil ettirmeleri, Türk Marka Hukukunu ileriye götürecek, sicilin temizlenmesini ve markaların sicilde birlikte var olabilmelerini sağlayacak bir uygulama olacaktır. Bu uygulamayı ise hayata geçirebilecek yegâne kurum TÜRKPATENT olduğundan, gelecek sınırlandırma taleplerinin daha geniş yorumlanarak ve taraf iradesi esas alınarak icra edilebileceği kanaatindeyiz.

KAYNAKÇA

https://www.wipo.int/classifications/nice/nclpub/en/fr/

https://www.turkpatent.gov.tr/marka-nice-siniflandirma

Legal Fikri ve Sınai Haklar Dergisi bu içeriği 02 Şubat 2024 tarihinde yayınlamıştır.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.