Yargıtay’ın İlaç Markalarına Dair Uyuşmazlıkta Karıştırılma İhtimaline İlişkin Verdiği Kararın Eleştirisi
- sınıfta tescilli BATİKAR ve BATİSOL markalarının sahibi, davalıya MİRADERM BATİMER markası altında antiseptik dezenfektan satması nedeniyle dava açmıştır.
- Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, davalı lehine karar vermişken, Bölge Adliye Mahkemesi ve ardından Yargıtay, markalarda ortak olan “Bati” ibaresinin karıştırılma ihtimaline yol açtığına hükmetmiştir.
- İstinaf başvurusu ve temyiz üzerine verilen kararlarda Mahkemelerin, markaların benzerliği ve karıştırılma ihtimali incelemesinde, ilgili sektörün özelliklerini ve bütünsel inceleme yapılması ilkesini yeterince dikkate almadıkları düşünülmektedir.
Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi’nin, MİRADERM BATİMER markasının, davacının BATİKAR ve BATİSOL markaları aleyhine tecavüz oluşturduğu ve haksız rekabete yol açtığı yönündeki kararını onamıştır.
İhtilafın Geçmişi
- sınıfta tescilli BATİKAR ve BATİSOL markalarının sahibi olan bir ilaç şirketi, MİRADERM BATİMER markası altında antiseptik dezenfektan satan başka bir ilaç şirketine marka tecavüzü ve haksız rekabet davası açmıştır.
Davacı, “Batimer” ibaresinin BATİKAR ve BATİSOL markaları ile benzerlik taşıdığını; özellikle ortak olan “Bati” ibaresi nedeniyle karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemeler Tarafından Verilen Kararlar
İlk derece yargılamasında Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, davalının markasının iki kelimeden oluşması ve markalar arasında “Bati” ibaresinden başka ortak unsur bulunmaması gerekçeleriyle markaların yeterince farklı olduğu sonucuna varmış ve davanın reddine karar vermiştir.
İstinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemesi, markalar arasındaki benzerliğin ve özellikle ortak olan “Bati” ibaresinin karıştırılma ihtimaline yol açtığını belirterek İlk Derece Mahkemesi’nin kararını kaldırmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi’nin değerlendirmesinde yer alan dikkat çekici noktalar şu şekildedir:
- Taraf markalarının kullanıldığı antiseptik dezenfektan ürünleri, reçetesiz bir şekilde satın alınabilmekte ve ortalama tüketiciye hitap etmektedir;
- Taraf markalarında ortak olan “Bati” ibaresi, ürünün etken maddesinin ismi değildir.
Bölge Adliye Mahkemesi aynı zamanda “Bati” ibaresinin Türkçe’de bir anlamı olmadığını ve davalının bu ibareyi kullanmakta bir zorunluluğunun bulunmadığını belirtmiştir. Sonuç olarak Mahkeme, MİRADERM BATİMER markasının kullanımının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğuna hükmederek davanın kabulüne; tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, men ve ref’ine karar vermiştir.
Davalının temyiz yoluna başvurması üzerine Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamış, davalının MİRADERM BATİMER markasına ilişkin kullanımının marka tecavüzü ve haksız rekabete yol açtığını teyit etmiştir.
Yorum
5. sınıfta yer alan markaların benzerliğine ve karıştırılma ihtimaline ilişkin yapılan incelemede Mahkemeler genellikle markaların ortak unsurunun ilgili ürünün etken maddesine atıfta bulunup bulunmadığını ve ürünlerin reçete ile satılıp satılmadığını, böylece dikkat seviyesi daha yüksek olan spesifik bir tüketici kitlesine hitap edip etmediğini dikkate almaktadır.
İşbu uyuşmazlıkta da, hem Bölge Adliye Mahkemesi’nin hem de Yargıtay’ın bu yönde bir inceleme yaptığı görülmektedir. Ancak kanımızca Mahkemeler, markaların benzerliği ve karıştırılma ihtimalinin incelemesinde, ilgili sektörün özelliklerini ve bütünsel inceleme yapılması ilkesini yeterince dikkate almamıştır.
Her ne kadar “Bati” ibaresi, antiseptik dezenfektanlarda bulunan etken maddeyi ifade etmese de Türk Patent ve Marka Kurumu’nun (“TÜRKPATENT”) veritabanında yapılacak basit bir araştırma veya kısa bir internet araştırması sonucu görülebileceği üzere, “Bati” ibaresi aynı tür ürünlerde sıklıkla kullanılan bir ibaredir (örneğin Batiodin, Baticonol, Batikadin, Batiderm, Batticon). Ayrıca, Batticon, aynı tür ürünlerle ilişkilendirilen ve bazı çevrelerde tanımlayıcı olarak dahi kullanılabilen bir sözcük haline gelmiş olup, son derece tanınmış olan bir antiseptik solüsyon markasıdır (söz konusu marka TÜRKPATENT nezdinde tanınmış marka olarak da kayıtlıdır). Bu nedenle, özellikle marka tecavüzü uyuşmazlıklarında, mahkemeler karıştırılma ihtimalini incelerken daha geniş bir yaklaşım benimsemelidir ve uygun düştüğü ölçüde, markaların ilgili sektördeki yaygın kullanımlarını da dikkate alarak ayırt edicilik seviyelerini incelemelidir.
Mahkeme kararlarına konu uyuşmazlıkta, yukarıda Batticon ile ilgili değinilen bilgiler; davalının markasında “Batimer” ibaresinden önce ayırt edici başka bir ibarenin de bulunması ve davaya konu markaların “Bati” dışındaki son hecelerinin birbirinden farklı olması gibi hususlar dikkate alınarak markaların karıştırılma ihtimali hakkında bir değerlendirme yapılsaydı, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından daha farklı bir sonuca ulaşılabilirdi.
Uğur Aktekin, Merve Çimen Sevine ve İlayda Koçak Biçer, Gün + Partners