Anonim şirketlerin yönetiminde, sermaye ve oy üstünlüğünü elinde bulunduran çoğunluk pay sahipleri tarafından, azınlık pay sahipleri aleyhine ve hakkaniyete aykırı tasarruflarda bulunulmasının ve azınlık pay sahiplerinin haklarının ihlal edilmesinin engellenmesi amacıyla, kanun koyucu azınlık pay sahiplerine özel bazı haklar tanımış ve çoğunluk etkisi ile alınan kararlara karşı menfaatlerinin korunmasına imkan tanımıştır. Böylelikle anonim şirketlerin yönetiminde söz sahibi olan çoğunluk pay sahipleri ile azınlık pay sahipleri arasındaki menfaat dengesi korunmaya çalışılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 411. maddesi uyarınca halka kapalı şirketlerde sermayenin en az %10’unu, halka açık şirketlerde en az %5’ini oluşturan pay sahipleri “azlık” veya “azınlık” olarak nitelendirilmektedir. Azınlık pay sahiplerine kanunen tanınan haklar dışında, esas sözleşme ile veya pay sahipleri arasında düzenlenen hissedarlar sözleşmesinde de düzenlemeler yapılarak, bazı konulara ilişkin kararların oy birliği ile alınması şartı veya yönetimde temsile ilişkin haklar sağlamak suretiyle sözleşmesel anlamda da koruyucu haklar tanınması mümkündür.
Azınlık pay sahiplerinin korunmasına yönelik düzenlemeler, şirket menfaati ve çoğunluk pay sahipleri aleyhine davranış serbestisi olarak değerlendirilmemeli ve azınlık haklarının hakkın kötüye kullanılması denetimine tabi olduğu unutulmamalıdır.
TTK uyarınca halka kapalı anonim şirketlere ilişkin olarak azınlık pay sahiplerine tanınan haklar şu şekildedir:
Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı
TTK’da pay sahiplerine kurumsal denetim, şeffaflık ve dürüst hesap verme ilkeleri temelinde kapsamlı bir bilgi alma ve inceleme hakkı tanınmıştır. Pay sahiplerine tanınan bu hak vazgeçilmez haklardan olup, kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz.
Pay sahipleri şirkete ait finansal tablolar, faaliyet raporları başta olmak üzere denetim raporlarını genel kurul toplantı tarihinden en az on beş gün önce fiziken inceleme hakkına sahiptir. Bunun yanı sıra finansal tablo ve konsolide tablolar bir yıl süre ile pay sahiplerinin bilgi alabilmeleri adına aktif bir şekilde açık tutulur. Her bir pay sahibinin bu kapsamda gideri şirketten karşılanmak şartıyla bilançoların bir suretini isteyebilme hakları bulunmaktadır.
Her pay sahibi genel kurulda, şirketin işleyişi ile ilgili yönetim kurulundan, denetimine ilişkin olarak da denetçilerden bilgi verilmesini isteyebilir.
Pay sahipleri, genel kurul dışında da şirketin ticari defterleri ile birlikte iç yazışmalarını inceleme hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanabilmenin ön şartı pay sahibine genel kurul esnasında tatmin edici bir cevap verilmemiş olmasıdır. Pay sahibinin inceleme talebinin, sadece, istenilen bilginin verilmesi halinde şirket sırlarının ifşa olacağı veya şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilmesi mümkündür.
Bilgi alma veya inceleme istemleri yanıtsız bırakılan, reddedilen, ertelenen ve bilgi alamayan pay sahipleri redddi izleyen on gün içinde, diğer hallerde de makul bir süre sonra, şirket merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir.
Genel Kurulu Toplantıya Çağırma ve Gündeme Madde Ekletme Hakkı
Azınlık pay sahipleri, yönetim kurulundan yazılı olarak geciktirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, genel kurulda görüşülmesini ve karara bağlanmasını istedikleri konuları toplantı gündemine eklemelerini isteyebilirler.
Gündeme madde ilave edilmesi talebinin, genel kurul toplantısına çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlanmasına ilişkin ilan ücretinin ödenmesinden önce yönetim kuruluna iletilmiş olması gerekmektedir. Gerek toplantıya çağırma gerekse de gündeme madde konulması talebi noter aracılığı ile yapılmalıdır.
Yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç 45 gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır, aksi takdirde çağrı istem sahiplerince yapılır.
Azınlık pay sahiplerinin genel kurulun toplantıya çağırılması veya gündeme madde ilave edilmesine ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedilmesi veya 7 iş günü içerisinde olumlu cevap verilmemesi durumunda, bu defa azınlık pay sahiplerinin başvurusu üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi tarafından genel kurulun toplantıya çağırılmasına dosya üzerinden yapılacak inceleme ile kesin olarak karar verilebilir.
Azınlık pay sahiplerine tanınan bu hak ile genel kurulun toplanmasına ilişkin şirket yönetim kurulu ile azınlık pay sahipleri arasındaki şirketin yönetilmesine ilişkin anlaşmazlığın giderilmesi, azınlığın talebi üzerine genel kurul toplantısının yapılması ve azınlığın görüşülmesinin istediklerini konuların gündeme alınmasının sağlanma yoluyla bir anlamda anonim şirket idaresine katılması amaçlanmaktadır.
Özel Denetçi Atanmasını Talep Etme Hakkı
Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. Özel denetçi atanmasına ilişkin istemin amacı, pay sahiplerinin şirketi doğrudan ya da dolaylı yoldan ilgilendiren ortaklık ilişkileri ile belirli olaylar hakkında bilgi sahibi olmalarını ve pay sahipliği haklarını denetim neticesinde elde edilen bilgiler ışığında kullanmalarını sağlamaktır. Özet denetim talebi, pay yüzdesinden bağımsız tüm pay sahiplerine tanınmış bireysel bir hak olmakla birlikte, genel kurulun özel denetim talebini reddetmesi durumunda, mahkemeye başvuru için azınlık pay sahiplerinin bir araya gelerek, yeterli pay oranını sağlamaları gerekmektedir. Mahkemeye yapılacak başvuruda da halka kapalı şirketlerde sermayenin en az onda birine sahip veya payların itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir.
Haklı Sebeplerle Şirketin Feshi Davasını Açma Hakkı
Paylarını iradi olarak devredemeyen ve ortaklık ilişkisi kendisi için çekilmez hale gelen ortak, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde “haklı sebeple fesih davası” açarak şirketin feshine karar verilmesini isteyebilir.
TTK’da haklı sebebe ilişkin bir tanım yer almamakla birlikte, anonim şirketlerin feshi açısından haklı sebep genel olarak, hedeflenen ortaklık amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmaması veya esaslı şekilde zorlaşması/tehlikeye düşmesi ve pay sahibinden ortaklık ilişkisinin devam ettirmesinin beklenemeyeceği haller olarak ifade edilebilir.
Konuya ilişkin Yargıtay kararlarında, şirketin sürekli zarar etmesi, ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlıklar, bilgi alma ve inceleme hakkının kısıtlanması, genel kurul toplantılarının yapılmaması, genel kurul toplantılarındaki usulsüzlükler, şirketin kuruluş amacının gerçekleşmesini önlemek, şirket kaynaklarının kötüye kullanımı, bilhassa aile şirketlerinde yaşanan ailevi ve kişisel sorunların şirket üzerinde olumsuz etki yaratması, uzun süre kâr dağıtımı yapılmaması, şirket yöneticilerinin kişisel menfaatleri yönünde hareket edip şirketi borca batık hale sürüklemesi gibi haller haklı sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. İleri sürülen sebeplerin haklı sebep teşkil edip etmeyeceği her bir somut olayın özelliğine göre mahkeme tarafından değerlendirilecektir.
Bir haklı sebebin varlığı halinde, hâkimin ekonomik bir değer taşıyan şirketin feshi yerine, şirketin ayakta kalmasını sağlayacak ve haklı sebepleri ortadan kaldıracak alternatif çözüm yollarını değerlendireceği bir tutum sergilemesi beklenmektedir.
Nitekim Yargıtay’ın çoğunlukla, şirketin ortak amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı ve davacının haklı nedenlerin ortaya çıkmasında olumsuz bir katkısının bulunmadığı durumda, ortaklıktan çıkarılmanın uygun olmadığına ve en iyi çözüm tarzının şirketin feshi ve tasfiyesi olduğuna karar verdiğini gözlemliyoruz. Bununla birlikte şirketin elinde bulundurduğu malvarlıklarıyla faaliyetlerini rahatlıkla gerçekleştirebilecek olduğu durumda şirketin feshi yerine öncelikle davacı ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar verilebilmektedir.
Kurucuların, Yönetim Kurulu Üyelerinin, Denetçilerin Sulh ve İbra Edilmesini Engelleme Hakkı
Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, denetçilerin, şirketin kuruluşundan ve sermaye artırımından doğan sorumlulukları, şirketin tescili tarihinden itibaren dört yıl geçmedikçe sulh ve ibra yoluyla kaldırılamaz. Bu sürenin geçmesinden sonra da sulh ve ibra ancak genel kurulun onayıyla geçerlilik kazanır. Bununla birlikte azınlık pay sahipleri, sulh ve ibranın onaylanmasına karşı iseler, genel kurulda olumsuz yönde oy kullanmaları yeterlidir.
Denetçinin Değiştirilmesini Dava Hakkı
Denetçinin şahsına ilişkin özellikle tarafsızlığına ilişkin şüphe oluşturan haklı bir sebebin varlığı halinde, azınlık pay sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, denetçi seçiminin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilanından itibaren üç hafta içerisinde dava açılması suretiyle denetçinin değiştirilmesini isteyebilir. Denetçi değişikliği için haklı sebep kavramı kanunda tanımlanmamış olmakla birlikte, bu terim ile denetçinin kişiliğinden kaynaklanan mesleki yetersizlik, itibar kaybı, çalışma tarzı, şirkete zaman ayırmaması, gizlilik ve tarafsızlık yükümlülüklerine aykırı davranması gibi haller haklı sebep teşkil edebilir.
Nama Yazılı Pay Senetlerinin Basılmasını Talep Etme Hakkı
Azınlık pay sahiplerinin talebi üzerine, yönetim kurulu nama yazılı pay senedi bastırarak, pay sahiplerine dağıtması zorunludur. Azınlık pay sahiplerine tanınan bu hak ile özellikle aile şirketlerinde pay senedinin bastırılmaması ve dağıtılmaması yoluyla baskı yapılması, pay sahiplerinin bu sıfatlarını ispattan yoksun bırakılmaları, devir olanaklarının sınırlandırılması gibi hukuka aykırı yöntemlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Finansal Tabloların Müzakeresini Erteletme Hakkı
Azınlık pay sahipleri, finansal tabloların ve buna bağlı konulara ilişkin müzakerenin ertenmesini talep edebilir. Azınlık pay sahiplerinin bu husustaki istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararı ile genel kurul bir ay süre ile ertelenecektir. Azınlık pay sahiplerine tanınan bu hak ile teknik muhasebe bilgisi gerektiren finansal tabloların içerdiği bilgilerin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi imkanı tanınmaktadır.
Finansal tabloların müzakeresi, azınlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olmasına bağlıdır.
Her ne kadar şirket yönetiminin çoğunluk pay sahiplerinin kontrolünde olduğu düşünülse de TTK’da azınlık pay sahiplerinin hakları ayrıntılı olarak düzenlenmiş ve azınlık pay sahiplerine çoğunluk yönetiminin aldığı kararları sorgulamak ve denetlemek için pek çok imkan tanınmıştır.
Hukuk Akademisi bu içeriği 02 Ekim 2023 tarihinde yayınlamıştır.