Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Açık Rıza

Açık rıza belirli bir konuya ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rıza olarak tanımlanmaktadır.

Söz konusu tanımdan anlaşılacağı üzere, Kanun, belirli bir konu ile sınırlandırılmayan ve ilgili işlemle sınırlı olmayan “battaniye rızalar” olarak da ifade edilen genel nitelikteki rızaların hukuken geçerli olmayacağını düzenlemektedir. Örneğin “her türlü veri işleme faaliyetine izin veriyorum” gibi belirli bir konu ve faaliyet ile sınırlı olmayan bir rızanın geçerliliğinden söz edilemeyecektir. Veri sahibi, ne için rıza verdiğini bilmeli ve rızasını açık bir biçimde ifade etmelidir. Örneğin, Türkiye’de İngilizce bilmeyen kişilerden İngilizce dilinde alınacak rıza açık rıza sayılmayacaktır. Açık rızanın rıza veren kişinin olumlu irade beyanını içermesi gerektiğinden,  zımni rıza Kanun kapsamında hukuka uygun sayılmamaktadır. Bununla birlikte, Kanun veri sahiplerinden rıza alınmasına ilişkin herhangi bir şekil şartı öngörmemektedir. Bu nedenle; açık rızanın yazılı olarak alınması gerekli olmayıp, çevrimiçi yöntemler de rızanın alınması için yeterli olabilir.

Açık rızaya dayalı veri işleme, veri sahiplerinin; veri sorumlusunun kimliği, kişisel verilerin hangi amaçla işleneceği, işlenen kişisel verilerin kimlere ve hangi amaçla aktarılacağı, kişisel veri toplamanın yöntemi ve hukuki sebebi ve veri sahibinin hakları konusunda bilgi verilmesini gerekli kılmaktadır. Bu nedenle, alınacak rızanın geçerli sayılması için rıza alınırken veri işlenmesine ilişkin bilgiler sağlanmalıdır.

Rızanın ise belirli bir amaç için alınması esastır. Muğlâk veya genel bir amaçla alınacak rıza geçerli sayılmamaktadır. Rıza, özgür iradeyle verilmelidir. Bu nedenle, çalışan rızası mekanizmaları özenle ele alınmalıdır. Veri sahipleri, verilerin işlenmesi sırasında herhangi bir tarihte rızalarını geri çekebilirler. Rızanın geri çekilmesinin ardından, veri sorumluları kural olarak verileri işlemeye devam edemezler ancak belirli sektörlerde bu kurallara istisnalar getirilebilmektedir.

Bunun yanında Kurul tarafından verilen spor salonu kararlarında açık rızanın varlığı halinde bile ölçülülük ilkesine uyumlu davranma gereğinin altı bir kez daha çizilmiş ve açık rıza verilmiş olsa dahi ölçülülük ilkesine aykırı bulunan işleme faaliyetleri için açık rızanın geçerli bir hukuka uygunluk nedeni sayılmayacağına işaret edilmiştir.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.