Moda Endüstrisi ve Tescilsiz Tasarımlar

Hızla gelişen moda ensdüstrisi beraberinde Fikri Mülkiyet Hukuku alanında, tasarımcıların önünü açan ve onları koruyan tescilsiz tasarımın korunması kavramının doğmasını sağlamıştır.

İnsan yaratıcılığının hızına yetişilemeyen değişiminden – dolayısıyla sonsuz bir kaynaktan beslenen – moda endüstrisi sürekli değişmekte, ancak üretim süreci daha da hızlı değişmektedir. Dolayısıyla bir ürünün tüketiciye, üretildiği ve sunulduğu sürecin süresi çok kısalınca, modanın temelini ve dinamikliğini oluşturan özgün tasarımların kopyalanması da daha yaygın ve yapılabilir hale gelmektedir. Bu durum ise Fikri Mülkiyet Hukuku alanında bir takım gelişmelerin gerçekleşmesini zorunlu ve gerekli kılmaktadır.

Mevzuatta Tescilsiz Tasarımın Korunması

10 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa (“SMK”) getirilen yeniliklerden biri olan tescilsiz tasarımların korunmasına ilişkin kuralların moda endüstrisi üzerinde olumlu bir etkisi olması beklenmektedir. Yürürlükten kaldırılan mevzuata bakıldığında tescilsiz tasarımların korunması etkili biçimde sağlanamamaktaydı. 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (“554 sayılı KHK), tescilsiz tasarımlar için herhangi bir koruma öngörmemekteydi. Ancak eğer ilgili şartlar sağlanmışsa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet ile ilgili genel hükümlerine göre veya 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun telif hükümlerine göre bir koruma mevcut olabilmekteydi. Fakat bu hükümlerin uygulamada etkin ve istenen korumayı sağlayıp sağlamadığı tartışmalıdır.

SMK madde 55’in 4. fıkrası uyarınca, “Tasarım… ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması halinde tescilsiz tasarım olarak korunur”. Dolayısıyla, bir tasarımın SMK uyarınca tescilsiz tasarım olarak korunması için iki şart bulunmaktadır: tasarımın kamuya ilk kez sunulmuş olması ve bu sunumun Türkiye’de yapılmış olması. Tasarımın kamuya ilk kez sunulmuş olması şartı tescilli tasarımlarda da tamamlanması gereken bir şart olduğundan yeni bir konsept değildir. Bahsi geçen ilk sunumun Türkiye’de yapılmış olması şartı ise ülkesellik ilkesine dayanmaktadır.

Tescilsiz Tasarımın Kapsamı ve Süresi

Tescilsiz tasarımların korunmasının kapsamı, 69. maddenin 2. fıkrasına göre “tescilsiz tasarımların korunma süresi, korunma talep edilen tasarımın ilk olarak kamuya sunulduğu tarihten itibaren üç yıl” olarak belirlenmiştir.

Ayrıca koruma kapsamındaki bir başka ve belki de en önemli ayrım SMK 59. maddenin 2. fıkrasında bulunmaktadır. İlgili hükme göre, tescilsiz tasarım sahibi haklarını, sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması halinde elde eder. Dolayısıyla, bu hüküm uyarınca tescilsiz tasarımın sahibi sadece aynı veya ayırt edilemeyecek seviyede benzer tasarımlara yani kopyalanmış tasarımlara karşı işlem yapabilir.

İlgili korumaları sağlayan yeni hükümlerin en büyük etkisinin moda endüstrisinde olacağı beklenmektedir. Zira SMK’nın gerekçesinde de belirtildiği gibi, yeni kuraldan olumlu etkilenecek sektörlerden biri de moda endüstrisidir.

Günümüzde sosyal medyada bilginin hızlı yayılması gibi teknolojideki ilerlemelerin kolaylaştırdığı her şeyin hızlanmasıyla birlikte, moda gibi en dinamik endüstrilerden birinin bile en son trendlere erişim taleplerini karşılaması gerekmektedir. Öyle ki moda haftası sırasında kamuoyuna sunulan en yeni tasarımı hemen yakalayan ve üreten perakende zincirleri sayesinde “hızlı moda” kavramı gelişmekte ve bu zincirler müşterilere mevcut stili uygun fiyatlara sunmaktadır. Bu değişimle birlikte moda endüstrisine ayak uydurmak için yasal düzenlemeler de gelişmeye devam etmektedir.

Buna göre, tescilsiz tasarımların korunmasına duyulan ihtiyaç, moda endüstrisinin ayak uydurulması zor değişiminden dolayı da doğmuş kabul edilebilir. Bu hukuki koruma ile tasarımcılar gerek maddi gerekse zamansal açıdan yük olabilecek ve haftalar içinde zaten değerini kaybedebilme ihtimali olan tasarımlarını tescil sürecinden geçmeden koruma altına alabilmekteler.

Tescilsiz tasarımların korunması, beş yıl süren ve yenilemelerle yirmi beş yıla kadar uzatılabilen tescilli tasarımların korunmasına nazaran kısa olmasına rağmen, moda endüstrisinin “mevsimsel koleksiyonların yaratılmasında somutlaşan hızlı tempolu yenilikler” ile hareket etmesi nedeniyle üç yıl koruma tasarımcılar için yeterli ve hatta fazla bile değerlendirilebilir.

Sonuç

Söz konusu hükümler moda tasarımcılarına yarattıkları tasarımlar üzerindeki hakların korunması için pratik bir araç sağlamaktadır. Örneğin tasarımcılar hem bir zaman kaybından hem de sadece bir sezonda moda olmaktan çıkmış olabilecek bir tasarımın tescil edilmesi için gereksiz masraflardan ya da sırf kamuoyu tarafından beğenilmeyen ve bu yüzden herhangi bir ticari değeri olmayan tasarımı tescil etmekten kurtulmuş olacaklardır. Dolayısıyla bu konu hakkındaki yeni hükümlerin moda endüstrisi üzerinde büyük etkisi olması beklenmektedir.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.