TÜRKPATENT Kararlarının Yerindeliği İncelemesi

Makaleler -

TÜRKPATENT kararlarının yerindeliğinin değerlendirilmesi, Türk Marka Hukuku kapsamında her zaman tartışmalı bir konu olmuştur. Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin yakın tarihte verdiği ve Yargıtay kararı karşısında önceki kararında direndiği bir karar, bu konuyu aydınlatan dikkate değer bir emsal teşkil etmektedir.

Önceki tarihli (aynı zamanda üzerlerinde TÜRKPATENT sicilinde tanınmışlık kaydı da bulunan) markaların sahibi, sonraki tarihte yapılan ve önceki markalar ile karıştırılma ihtimali bulunan bir marka başvurusuna itirazda bulunmuştur.

TÜRKPATENT itirazı nihai olarak reddetmiş ve başvurunun tesciline karar vermiştir. İtiraz sahibi, TÜRKPATENT’in kararına karşı iptal davası açmıştır. Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi, TÜRKPATENT’le aynı yönde karar vermiş ve davayı reddetmiştir. Gerekçesinde ise her ne kadar başvuru sahibinin önceki markaları kullanılmama nedeni ile (geçmişe etkili olarak) hükümsüz kılınmış olsa da, TÜRKPATENT itirazı değerlendirirken söz konusu markaların hala tescilli olduğunu ve bu nedenle de başvuru sahibinin kazanılmış hakkı kapsamında dikkate alınmaları gerektiğini belirtmiştir.

İtiraz sahibi, söz konusu yerel Mahkeme kararını temyiz etmiştir. Yargıtay, itiraz sahibinin gerekçelerini yerinde bulmuş ve itiraz sahibi TÜRKPATENT nezdinde yapılan itiraz sürecinde, her ne kadar başvuru sahibinin önceki tarihli markalarının hükümsüz kılınmış olduğunu iddia etmişse de, Markalar Dairesi’nin söz konusu hükümsüzlük davaları ile ilgili taraflardan ek bilgi ve belge istemeden itirazı kesin olarak reddettiğini belirterek kararı bozmuştur.

Yargıtay’ın bozma kararından sonra, dava yerel Mahkeme nezdinde tekrar görülmüştür. Sonuç olarak, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi (başvurucu yararına olan) ilk kararında direnmiş ve Yargıtay’ın bozma ilamına uymamıştır. Yerel Mahkeme, başvuru sahibinin önceki markalarının TÜRKPATENT kararının verildiği tarihte hala geçerli olduğunu ve bu nedenle, markalar sonradan (TÜRKPATENT’in dava konusu kararından önceki bir tarihe etkili olarak) hükümsüz kılınmışsa da TÜRKPATENT’in bu markaları da değerlendirmesinde dikkate almakta haklı olduğunu belirtmiştir. Yerel Mahkeme, TÜRKPATENT’in Mahkeme kararlarını beklemek ve/veya bu konuda taraflardan bilgi istemek zorunda olmadığını da eklemiştir.

Bu kararla birlikte, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi, TÜRKPATENT kararlarının yerindeliği değerlendirilirken kararın verildiği tarihteki şartlara göre ve bunlarla sınırlı olarak değerlendirilme yapılmasının gerektiğini belirtmiştir. Bu, dayanak olarak gösterilen markalarla ilgili olarak özünde bu markaların geçerliliğini tümüyle etkileyecek olsa da, TÜRKPATENT’in görülmekte olan davaların sonuçlarını bekleme ya da davaların durumunu araştırma gibi bir yükümlüğünün olmadığı anlamına gelmektedir.

Yerel Mahkeme’nin bu kararı henüz kesin değildir ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından uyuşmazlık hakkında nihai kararın verilmesi için incelenecektir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilecek olan nihai karar, bu birim verilen kararların yeknesaklığını temin etmek ve Yargıtay’ın farklı daireleri arasında yaşanan uyuşmazlıkları gidermekle yükümlü olduğundan ve yerel Mahkeme kararı kanun yolları tükenmeden tek başına bağlayıcı olmadığından, büyük bir önem arz etmektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararını verinceye kadar, TÜRKPATENT’in uygulamalarının aynı şekilde devam edeceğini ve kararlarını verirken taraflardan söz konusu markaların geçerlilik durumları ile ilgili ek bilgi istemeden, kararı verdiği tarihteki şartları dikkate alarak karar vereceğini düşünmekteyiz.

Yargıtay’ın bozma kararındaki yaklaşımını göz önüne alarak, bir markanın hükümsüzlüğüne dair sonuçlanmış Mahkeme kararının ilgili markanın sicilden silinmesini sağlamak amacıyla gecikmeksizin TÜRKPATENT’e sunulması yerinde olacaktır.  Zira aslında marka geçerliliğini kaybetmiş olsa dahi, sicil kayıtlarında varlığını sürdürmeye devam ettiği somut olaydaki gibi, TÜRKPATENT’deki kayıtlar kurum kararlarının yerindeliği bakımından kritik öneme sahip olabilmektedir.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.