Dijital teknolojiler, yaratıcı içeriğin üretilme, dağıtılma ve erişilme şeklini dönüştürmeye devam etmekte olup bu durumdan en çok etkilenen kesimlerden biri de basılı yayın sektörüdür. Nitekim AB Komisyonu’nun 2021 yılında yapmış olduğu anket sonuçları[1], AB’deki 16-74 yaş aralığındaki internet kullanıcılarının %72'sinin çevrim içi haber siteleri, çevrim içi gazeteler ve dergileri takip ettiğini ortaya koymuştur.
Fikir ürünlerinin paylaşımında internetin öneminin artması teknolojik gelişmelerle uyumlu ve bu mecralarda gerçekleşen kullanımlar kapsamında eser sahiplerinin haklarını gözetecek hukuki düzenlemeleri zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda, lisanslama uygulamalarını iyileştirerek içeriğe daha geniş erişim sağlamayı ve telif haklarına ilişkin prensipleri dijital ve sınır ötesi ortama uyarlayarak telif hakları için iyi işleyen bir pazar elde etmeyi amaçlayan AB Dijital Tek Pazar Telif Hakları Direktifi (“Direktif”) 26 Mart 2019’da kabul edilmiş, 7 Haziran 2021’e kadar üye devletler tarafından ulusal yasalarının bir parçası haline getirilmesi beklenmiştir. Düzenleme, içerik yaratıcılarının ürettikleri içeriğin çevrim içi kullanılması için lisans sözleşmesi yapma hakkı ve adil ücret hakkı konularında iyileştirmeler öngörmektedir.[2]
Direktifin “Çevrim İçi Kullanımlara İlişkin Basın Yayınlarının Korunması” başlıklı 15. maddesi basın yayıncısının bağlantılı haklarını düzenlemekte, çevrim içi platformların ve haber yayıncısı web sitelerinin telif hakkı ihlallerine karşı önlemler almasına ve büyük dijital şirketlerin yüksek gelirlerinin bir bölümünün içerik sahiplerine aktarılmasına, yani basın yayıncılarının yayınlarının çevrim içi kullanımı için Bilgi Hizmeti Sağlayıcılarının elde edeceği gelirden uygun bir pay talep etmelerine olanak tanımaktadır. Şahsi veya ticari olmayan kullanımlar, içeriğe link verme faaliyeti, bireysel kelime alıntıları veya çok kısa alıntılamalar gibi hususlar ise istisna kapsamında düzenlenmiş; medya yayıncısına sağlanan hakkın yayın tarihinden iki yıl sonra tükeneceği ve bu sürenin söz konusu yayını takip eden 1 Ocak’tan itibaren hesaplanacağı belirlenmiştir.
Direktif’in yasalaşmasıyla birlikte çevrim içi içeriklere erişim imkanı veren platformların da hak talepleri ile karşılaşması ve sistemlerini uyumlaştırması kaçınılmaz olmuştur. Google bu duruma oldukça önemli bir örnek teşkil etmektedir. Üçüncü kişilerin içeriklerine belirli bir analiz, kategorize, sıralandırma, özetleme ve yönlendirme teknikleriyle yer veren Google, basın yayıncıları tarafından hak talepleri ile karşılaşmasının ardından, önce yayıncılar içeriği ücretsiz olarak sağlamayı kabul etmedikçe haberlerin yalnızca ön izlemelerini ve küçük resimlerini göstereceğini açıklayan bir takım önlemler almış[3] ancak Direktif’in yasalaşmasıyla AB sınırlarını da aşar surette kapsamlı hak talepleri içeren davalarla[4] karşılaşmıştır. İlgili politikasında değişikliğe giderek içerikler için gerekli lisansları[5] edinmeye başlayan Google, Avrupa genelinde 750’den fazla yayıncıyla birlikte bu lisanslama programı üzerinde çalıştığını açıklamıştır.[6]
Türkiye’de ise dijital alanda basın yayıncılarının haklarını düzenleyen bir mevzuat henüz bulunmamakta olup basılı yayına ilişkin hükümler kıyasen çevrim içi platformlardaki uyuşmazlıklara uygulanmaktadır. Basın yayıncılarının haklarına ilişkin genel hususlar 5187 sayılı Basın Kanunu'nda yer almakta, bu yayınların eser korumasına ilişkin hususlar ise 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında düzenlenmektedir.
FSEK madde 36/1 uyarınca, Basın Kanunu’nda yer verilen zorunlu bilgilere yer verilmesi şartı ile, basın veya radyo tarafından umuma iletilmiş günlük havadisler ve haberler serbestçe iktibas olunabilir. Gazete veya dergilerde yer alan toplumsal, siyasi ve iktisadi günlük meselelere ilişkin makale ve fıkralar bakımından ise iktibas hakkı saklı tutulmamış ise bunların aynen veya işlenilmiş surette kullanımları serbesttir; hak saklı tutulsa bile kısa özet şeklinde alıntılama, radyo veya diğer kanallardan yayma gerçekleştirilebilmektedir. Tüm bu hallerde kaynağın adı, sayısı, tarihi, yazarın adı/müstear adı/alameti belirtilmelidir.
Ülkemizde de, AB’deki gelişmelerle paralel surette dijital telif hakları bakımından düzenlemeler getirilmesi ihtiyacı çokça tartışılmakta olup Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Türkiye’deki yayıncıların da içeriklerinin dijital mecralarda kullanımı sebebiyle telif hakkı alabilmeleri için mevzuat çalışmalarının sürdüğü ifade edilmektedir.[7]