“.tr” Uzantılı Alan Adlarında Uyuşmazlıkların Çözümü Etkin Mi ?

Bu yazımızda, Türkiye'de ".tr" alan adlarına ilişkin alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizması ele alınmaktadır. Alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmasının etkin fayda sağlayıp sağlamadığı değerlendirilmekte ve sürecin işleyişine ilişkin bazı endişelere değinilmektedir.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”) nezdinde kurulan TRABİS (“.tr” Ağ Bilgi Sistemi) 14 Eylül 2022 tarihinde faaliyete geçmiş ve “.tr” alan adlarının yönetimini üstlenmiştir. TRABİS'in devreye girmesiyle birlikte com.tr, org.tr, net.tr, gen.tr, biz.tr, tv.tr, web.tr, info.tr, bbs.tr, tel.tr, name.tr gibi alan adlarının tahsisinde belgesiz ve "ilk gelen alır" ilkesi uygulanmaya başlanmıştır. “İlk gelen alır” prensibi uyarınca alan adlarının belgesiz tescili ise alan adı uyuşmazlıkları için etkin bir uyuşmazlık çözüm süreci gerektirmektedir.

“.tr” alan adları ile ilgili ihtilafların alternatif çözüm süreci TRABİS tarafından faaliyet belgesi verilen Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılar tarafından yürütülmeye başlanmıştır. “.tr” uzantılı alan adları için düzenlenen alternatif uyuşmazlık çözüm süreci, “.com”, ”.net”, “.org”, “.info”, “.biz” gibi genel üst seviye alan adları (Generic top-level domain) için öngörülen ve genel olarak uluslararası alternatif çözüm mekanizmaları süreci ve kuralları ile benzerdir. Ne var ki Türkiye’de uygulanan ve Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcıları nezdinde görülen alternatif uyuşmazlık çözüm sürecinde, bazı farklılıklar da söz konusudur.

Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcıları, aşağıdaki koşulların kümülatif olarak karşılanması halinde ihtilaflı alan adının iptaline ve/veya şikayet edene devrine karar verir:

 i) İhtilaf konusu alan adının, sahip olunan ya da ticarette kullanılan marka, ticaret unvanı, işletme adı ya da diğer tanıtıcı işaretlerle benzer ya da aynı olması

 ii) Alan adını tahsis ettiren tarafın bu alan adı ile ilgili yasal bir hakkı ya da bağlantısının olmaması

 iii) Bu alan adının alan adı sahibi tarafından kötü niyetle tahsis ettirilmesi veya kullanılması.

Görüleceği üzere Uniform Domain Name Dispute Resolution Policy ("UDRP") kurallarından farklı olarak, şikayet edenin öncelik hakları incelenirken sadece marka hakkı dikkate alınmamaktadır; şikayet edenin ticaret unvanı, işletme adı veya ticari hayatta kullandığı diğer tanıtıcı işaretler de öncelik hakkının değerlendirilmesinde dikkate alınmaktadır. Bir diğer önemli husus ise kötü niyet incelemesi ile ilgilidir. UDRP kurallarına göre, ihtilaflı alan adının hem kötü niyetle tescil edilmiş olması hem de kötü niyetli olarak kullanılması gerekmektedir. Ancak “.tr” uzantılı alan adları için düzenlenen alternatif uyuşmazlık çözüm sürecine ilişkin mevzuatta "veya" kelimesinin kullanılması nedeniyle bu şartlardan birinin varlığı yeterli görülmektedir.

Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcılarının faaliyete başlamasından itibaren geçen bir yılı aşkın sürede, verilen kararlar ile uygulanabilir bir içtihat oluşmaya başlamıştır. Yukarıda belirtilen koşulların incelenmesinde ve somut uyuşmazlığa ilişkin vakıaların değerlendirilmesinde geniş ve kapsamlı bir bakış açısı benimsendiği ifade edilebilir.

Öte yandan, ihtilaflı alan adını tescil ettirenin alternatif uyuşmazlık çözümü sürecinde açıklanması açısından önemli bir fark bulunmaktadır. Bu durumun, şikayet edenin menfaatlerini ve etkin hak arayışını etkili bir şekilde kullanmasını etkileyebileceği değerlendirilmektedir.

UDRP'nin aksine, alan adı sahibi bilgileri, Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcıları tarafından, alan adı şikayetinin yapılmasından sonra veya alternatif uyuşmazlık çözüm süreci sırasında şikayet edene açıklanmamaktadır. Sonuç olarak, alan adı şikayetleri genellikle şikayet eden tarafından, ihtilaf konusu alan adını tescil ettirenin kimliği hakkında herhangi bir bilgisi olmadan yapılmaktadır. Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcıları, alternatif uyuşmazlık çözüm sürecinde tescil ettiren bilgilerini açıklamamaktadır, bu nedenle şikayet edene tescil ettiren bilgilerine dayanarak şikayetinde ileri sürdüğü iddia ve delilleri yeniden gözden geçirme ve ek bilgi veya belge sunma hakkı tanınmamaktadır. Aslında tescil ettirene dair bilgilerin açıklanması, ilke olarak, şikayet edenin yasal yollara başvurma hakkını uygun şekilde kullanması açısından çok etkili bir süreçtir. Bu şekilde alan adı sahibinin aslında kim olduğu bilgisine erişilmesi durumunda özellikle alan adının kötü niyetli olarak tescil edildiğine ilişkin daha detaylı ve tatmin edici deliller sunulması mümkün olabilmektedir. Ayrıca alan adı sahibinin ilgili alan adı üzerinde meşru bir hak veya menfaati olup olmadığının da şikayet eden tarafından daha etkin olarak değerlendirilmesi mümkün olabilmektedir. Bu şekilde şikayet eden, şikayet edilene ilişkin daha fazla bilgi ve delil toplayabilmekte, bu deliller çerçevesinde şikayet dilekçesini revize edebilmekte, yani şikayete ilişkin dayanaklarını güçlendirebilmektedir.

Bunun haricinde genel olarak değerlendirildiğinde alan adına ilişkin uyuşmazlıklarının dava yoluna başvurulmaksızın çözüme kavuşturulmasına imkan veren alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmasının etkin ve faydalı bir biçimde işlediği görülmektedir. “tr.” uzantılı alan adlarında yeni sürecin daha geniş kapsamda işlemesi için eksikliklerin tamamlanması beklenmesidir.

Legal Fikri ve Sınai Haklar Dergisi bu içeriği 02 Şubat 2024 tarihinde yayınlamıştır.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.