RTÜK Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Ters Düşen Sahnelere Yaptırım Uyguladı

Radyo Televizyon Üst Kurulu (“RTÜK”), ulusal bir kanalda yayınlanan “Camdaki Kız” adlı televizyon dizisinin bazı bölüm ve sahnelerinde; toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadına yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden nitelikte görüntülerin yer aldığı gerekçesiyle anılan dizinin yayınlandığı yayın kuruluşuna idari para cezası uygulanmasına karar verdi[1].

RTÜK; dizide bir annenin kızına küçüklüğünden itibaren bekâret korsesi olarak adlandırılan bir kıyafeti zorla giydirmesi, bu nedenle karakterin gün içerisinde tuvalete bile gidememesi, henüz ilköğretim çağındayken korseyi çıkardığı gerekçesiyle bütün arkadaşlarının önünde dövülmesi sahnelerinde fiziksel şiddet unsurları tespit etti. Ayrıca sürekli olarak annesi tarafından kızına çeşitli ifadelerle bekaret, namus, edep, günah konularında telkinde bulunulduğu, günaha girmemesi, günaha girdiği takdirde hem annenin kendisine hem de kızına zarar vereceği şeklinde psikolojik şiddet uygulandığı değerlendirildi. Yine yetişkin yaşlarında isteği dışında annesi tarafından bekaret kontrolü için doktora götürülmesi sahnelerinin cinsiyet temelli şiddetlerin en önemlisi olduğu, bu durumun muayene esnasında kızın gözyaşı dökmesine sebep olduğu RTÜK tarafından değerlendirildi ve dizi filmler konusu itibariyle bir kurgudan ibaret olsa da; bir kadına yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlara yer verilmesinin kamusal sorumluluk anlayışı ile bağdaşmadığı kanaatine varıldı.

Kurul kararında; tüm açılardan fiziki ve psikolojik şiddeti tanımladıktan ve ekranlarda gösterilen şiddet ile onun bireylerin davranışları üzerindeki negatif etkilerinin yakın ilişkisini vurguladıktan sonra inceleme konusu olan televizyon dizisinde yer alan şiddet üzerinde özel olarak durdu. Dizideki sahne diyaloglardan yola çıkarak namusun yalnızca kadınlar ve bekaret ile ilişkilendirilebilecek kişisel bir özellik değil, ahlak kavramıyla sıkı sıkıya bağlı olma anlamına geldiği için toplumdaki her bireyin sahip olması gereken bir özellik olduğunu; bunu toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını destekleyerek aksi şekilde göstermenin yalnızca bu yanlış zihniyeti pekiştireceğini ifade etti. Kurul ayrıca, annenin kızını bekaret korsesini çıkarmasının cezası olarak döverek fiziksel şiddet uygulamasının yanı sıra kızını maruz bıraktığı psikolojik şiddetin namuslarının lekelenmesi ve günahlar konulu, tehdit ve korku dolu konuşmalarında görülebileceğini değerlendirdi. Son olarak kararda, bir kadının bakire olup olmadığından şüphe duyularak bekaret testi muayenesine tabi tutulmasının cinsiyet temelli şiddetin en önemli örneklerinden biri olduğu ve Türk Tıp Derneği’nin bekaret testini kişinin zihinsel ve vücutsal bütünlüğüne yapılan bir aşağılama olarak tanımladığı vurgulandı.

Yukarıda anılan gerekçelerle, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (s) bendinde yer alan; Yayın hizmetleri toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez ilkesinin ihlali nedeniyle RTÜK tarafından yayın kuruluşuna ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak idari para cezası yaptırımı uygulandı.

RTÜK’ün bu kararı; bekaretle bağlantılı yargı kalıplarını açıkça ortaya koyması, günümüzde hala devam eden ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir görünümü olarak namus kavramının doğrudan kadınlarla eşleştirilmesine dair yanlış yargı kalıplarına karşıt bir görüş geliştirilmesi bakımından çok dikkate değer niteliktedir. Televizyonun seyirci üzerindeki önlenemez etkisi göz önünde bulundurulduğunda, ekranlarda yayınlanan programların kadınlara yönelik baskı ve şiddeti teşvik edici olmamasına özen gösterilmesi gerekmektedir.

[1] RTÜK, 28 Nisan 2021 tarihli ve 2021/17 sayılı toplantısında alınan 21 numaralı karar

Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.