Yürürlüğünden İtibaren İş Yargılamasında Zorunlu Arabuluculuk Uygulaması

1 Ocak 2018 tarihinden itibaren, çalışanların veya işverenlerin, toplu veya bireysel iş sözleşmelerinden kaynaklanan alacak talepleri ve çalışanların işe iade taleplerine ilişkin olarak açılacak davaların ön şartı olarak, arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Bu doğrultu da dava açmadan önce arabulucuya başvurulmaması halinde dava, dava şartı yokluğundan reddedilmektedir.

İş hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk düzenlemesinin temel amacı, yargılama sürecinin hızlandırılması ve maliyetlerin düşürülmesidir. Zorunlu arabuluculuk kapsamında arabulucu, atanmasını takiben 3 hafta ve bazı hallerde isteğe bağlı 1 hafta uzatma süresi ile birlikte toplam 4 hafta içerisinde süreci tamamlamak zorunda olduğu için arabuluculukta süre, olası bir mahkeme sürecinden çok daha kısadır. Bunun yanında arabulucu ücretleri de iş mahkemeleri nezdinde görülen uyuşmazlıklarda mahkemece hükmedilen vekalet ücretlerine kıyasla daha düşüktür.

Arabuluculuğun farklı ve cazip bir özelliği ise, sürecin gizlilik içerisinde yürütülüyor oluşudur. Yargılamanın aleni olmasının aksine, yasal düzenleme uyarınca arabuluculuk sürecinde taraflar ciddi bir gizlilik yükümlülüğü altında olup, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı sürece süreç gizli tutulmaktadır. Hatta taraflardan herhangi biri ya da arabulucu tarafından gizlilik yükümlülüğünün ihlal edilmesi halinde, ihlali gerçekleştiren kişinin 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceği Arabuluculuk Kanunu’nda öngörülmüştür. Bu düzenleme, unvanlarının herhangi bir uyuşmazlık kapsamında anılmasını istemeyen şirketler veya uyuşmazlık konusunun gizli tutulmasını gerektiren uyuşmazlıkların varlığı halinde arabuluculuğu yararlı bir araç haline getirebilmektedir.

2 Ocak 2018 – 27 Mayıs 2018 dönemi içerisinde yayımlanan istatistiksel veriler, zorunlu arabuluculuk görüşmeleri sürecini takiben, uyuşmazlıkların %65’inin anlaşma ile sonuçlandığını göstermektedir.

Kişisel tecrübelerimizden yola çıktığımızda, bazı işverenlerin arabuluculuğa sıcak baktığını, görüşmelere hazırlandıklarını ve sulh olma çabasında olduklarını bazılarının ise sadece prosedürel olarak ilk görüşmeye katılmak suretiyle süreci sonlandırmak istediklerini görmekteyiz. Gözlemlediğimiz kadarıyla, tarafların uzlaşı tavrı içinde olmaları ve karşılıklı olarak makul kabul edilebilecek taleplerde bulunmaları halinde arabuluculuk görüşmeleri anlaşma ile sonuçlanabilmektedir.

Hızlı ve işlevsel bir yargılama için alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının da yaygınlaştırılması gerektiği düşüncesindeyiz. Bu doğrultuda iş uyuşmazlıkları yönünden düzenlenen zorunlu arabuluculuk kurumu alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvurulması alışkanlığının kazandırılması bakımından önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir.


Aboneliğinizi Yönetin

Güncel hukuki görüşlerimiz ve etkinliklerimiz hakkında özelleştirilmiş bilgilendirme için abone olun.