Eser isimleri, bir eseri diğerlerinden ayırt eden işaretler olarak, eserin kendisinden bağımsız şekilde de korunma altına alınabilir. Bu koruma, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (“FSEK”) 83. maddesi ile genel bir çerçeveye oturtulmuştur. Eser adının, başlı başına eser olmamakla birlikte, ancak eser ile bütünleşerek eseri etkili kılan bir çaba olarak ortaya çıkması ve sahibinin hususiyetini taşıması halinde, eserin bir parçası olarak eser korumasından…
»
Dijital teknolojiler, pek çok alanı olduğu gibi basılı yayın sektörünü de etkilemeye ve dönüştürmeye devam etmektedir. Bu kapsamda Dijital Tek Pazar Telif Hakları Direktifi (“Direktif”), Avrupa Birliği (“AB”) tarafından dijital çağın beraberinde getirdiği yeni zorlukları daha etkin bir şekilde aşmak üzere telif hakkı yasalarını iyileştirmek amacıyla kabul edilmiştir.
Konuya dair geçtiğimiz yıllardaki yazılarımızda[1] da aktardığımız üzere Direktif, içerik yaratıcılarının…
»
Yürürlüğe girdiği 1952 yılından beri birçok kez değişikliğe tabi olan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”), uygulamada halen belirsizlik ve karışıklığa sebep olabilmektedir. Yargıtay’ın 2022 tarihli kararı[1] ve bu kararın uyulmasına ilişkin olarak yakın zamanda verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi Kararı[2], uygulaması tartışmalı olan eserin alametleri ile FSEK’te özellikle sinema eserlerine ilişkin olarak yapılan değişiklikler ve eserlerin sahibinin…
»
Eser isimlerinin, eserin kendisinden bağımsız şekilde haksız rekabet koruması kapsamında korunabileceği 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (“FSEK”) 83. Maddesi ile düzenlenmekte olup bu korumaya ilişkin değerlendirmemiz Eser İsimlerinin Korunması başlıklı yazımızda incelenmiştir.
Eser isimlerine ilişkin koruma bakımından değerlendirilmesi gereken önemli bir konu, bu isimlerin marka olarak tescil edilmesidir. Uygulamada, sinematografik eserlerin yanı sıra bu…
»
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda (FSEK) “intihal” kavramına ilişkin bir tanım bulunmamaktadır. Türk Dil Kurumu’nca “aşırma” olarak tanımlanmakta olan intihal; fikir ve sanat eserleri hukuku uyarınca “başkasına ait eseri kendininmiş gibi gösterme, kaynak göstermeksizin başkasının eserinden parça alma” anlamında kullanılmaktadır.
FSEK kapsamında intihal açıkça tanımlanmamış olmakla birlikte; madde 35 kapsamında “iktibas serbestisi” halleri tanımlanmıştır. Bu…
»
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) kapsamında açılan davalarda intihal bakımından önemli bir standart iktibas serbestisinin sınırlarıdır. FSEK md. 35’e göre bir eserden iktibas yapılabilmesi için; (i) alenileşmiş bir eserin bazı cümle ve fıkralarının bir başka ilim ve edebiyat eserine alınması, (ii) yayımlanmış bir bestenin en çok tema, motif, pasaj ve fikir nevinden parçalarının müstakil bir musiki eserine alınması, (iii) alenileşmiş güzel sanat eserlerinin…
»
20 yılı aşkın süredir devam eden telif hakkı mücadelesi nihayetinde Yannis Karalis lehine sonuçlandı. İlgili uyuşmazlık davalıları arasında müzik sektöründe önde gelen isimleri içermesi ile çok ses getirmiş olmakla birlikte, yargılama sürecinin uzunluğu bakımından da yargılama sistemindeki problemli noktalara dikkat çekmektedir.
Daha önceki yazımızda da tartıştığımız üzere, ilgili uyuşmazlık kapsamında, Yunan besteci ve söz yazarı Yannis Karalis (Davacı) 1997 yılında…
»
Kanun’da özel nitelikli kişisel veriler kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik veriler olarak sınırlı şekilde tanımlanmıştır.
Değişiklik Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önceki dönemde Kanun kapsamında özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi temel…
»
Değişiklik Kanunu öncesi dönemde Kanun uyarınca kişisel veriler çoğunlukla veri sahibinin açık rızası ile yurtdışına aktarılabilmekteydi çünkü mevzuatta yer alan diğer hukuki nedenlerin uygulama alanı ya mevcut değil ya da uygulanabilir değildi. Kanun’un yayım tarihi olan 2016’dan bu yana Kurul tarafından, yeterli koruma sağlayan ülkelerin bir listesinin halen belirlenmemiş olması, uygulamada yurtdışına kişisel veri aktarımı hususunu oldukça dar ve zorlu bir alana…
»
Kanun’un 16. maddesi uyarınca, belirlenen eşikleri aşan Türkiye’de mukim veri sorumluları ve yurt dışına mukim olan ve Türkiye’de veri sorumlusu olarak kişisel veri işleyen veri sorumluları için de herhangi bir eşik kriterine tabi olmadan Veri Sorumluları Sicili’ne (“VERBİS”) kayıt zorunluluğu bulunmaktadır. Kamuya açık olarak tutulan VERBİS sistemine ilişkin usul ve esaslar ise 30 Aralık 2017 tarihli “Veri Sorumluları Sicili Hakkında Yönetmelik” (“VERBIS Yönetmeliği”) ile…
»
Yapay zekanın kullanımının hızla yaygınlaşması ve hayatın her alanında kendine yer bulması ile birlikte, bu teknolojinin karmaşıklığı ve özel nitelikleri göz önünde bulundurularak, yapay zeka sistemlerinin güvenli ve etik bir şekilde geliştirilmesi, dağıtılması ve kullanılmasını düzenleyen yasal bir çerçevenin oluşturulması zorunlu hale gelmiştir.
Yapay zeka teknolojilerinin güvenli, şeffaf ve insan haklarına saygılı bir şekilde gelişimini teşvik etmenin yanı sıra…
»
Çerezler, dijital dünyada kullanıcı deneyimini kişiselleştirmek ve iyileştirmek için kritik bir rol oynamaktadır. Çerezlerin kullanımı, internet deneyimini kişiselleştirmeye ve kullanıcıların çevrimiçi tercihlerini hatırlamaya büyük katkı sağlasa da, bu süreç aynı zamanda çeşitli gizlilik ve veri koruma endişelerini de beraberinde getirmiştir. Kişisel verilerin çerezler yoluyla işlenmesiyle ilgili en büyük endişelerden biri, kullanıcıların çoğu zaman bu işlemden haberdar…
»